Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

320 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
~~~ Kimlerin hayatına dokundunuz bugüne kadar? Kimlerin sesine ses, yarasına merhem oldunuz? Bir kaç kişi mi, ya da yalnızca bir kişi mi? Cevabınız evetse, yaprak gibi savrulup durduğumuz şu anlamsız hayata ufacık da olsa bir anlam katmışsınız demektir. İşte o ufacık anlam size nefes alan bir robot değil insan olduğunuzu hatırlatır. Yüreklerinizin kararıp kömürleşmesine müsaade etmediğinizi gösterir. Küçük bir çocuğun mutluluğuna, yüzündeki içten gülümsemeye sebep olmaktır hayatına dokunmak. Kimse duymazken, görmezken göz ve kulak olmaktır insanlara. Yazarın tabiriyle "körgörü" salgın bir hastalık gibi yayılmışken, bu hastalığa tutulanların gözleri yalnızca kendi "gerçeklerini" görürken, kendinizden başka insanların da derdi olduğunu, hayatta sizin doğrularınızdan başka doğrular da bulunduğunu fark etmekle başlar hissetmek ve dokunmak. Bunları size bir mizantropun söylemesi de oldukça ironik aslında. Uzun yıllardır insan sevmediğime inandırdım kendimi. Hatta çoğundan tiksindiğim ve yüzlerini görmeye dahi katlanamadığım doğrudur. Hümanist biri olmadığım kesin son tahlilde. Ama zihnim böyle diyorken, öyle bir bamteli var ki bir yerlerde, "ne kadar tiksinirsen tiksin, sen de insansın; onların acılarına üzülüp, sevinçlerine ortak olmaktan kaçamazsın" dercesine titriyor. Çok zaman kendime "sevdiğim bir yazarın mürekkebi olsaydım, sevdiğim bir müzisyenin gitarının teli, bir ressamın fırçası ya da, daha anlamlı olurdu hayatım" dediğim olmuştur. İnsan olduğumdan daha çok işe yarar, en azından bir tane de olsa sağlam amacım olurdu belki. Ne düşünürsem düşüneyim insan olduğum gerçeğini değiştiremem elbette, o bamteli titrer her şeye rağmen yine de. Sokakta yaşlı bir adam gördüğümde sebepsizce hüzünlenip ağlayacak olurum neredeyse. Gariban bir çocuk çıksa karşıma, garibanlığını giyinmek isterim üstüme. Hele sokak hayvanları... Daha bir sızlatır içimi, insanlardan daha çok belki. Annesinin peşinden gitmeye çalışan ama her defasında arabanın altına tekrar dönmek zorunda kalan, yakarırcasına miyavlayan yavru kediye hıçkıra hıçkıra ağlamışımdır. Götürdüğüm mamaya, süte bile yanaşmayıp yalnızca annesini istemiş, ondan başka kimseye de güvenememişti. Biraz da bundandır hayvanları insanlardan daha çok sevmem, daha vicdanlı ve daha yüce gelirler bana hep. Uzattım biraz konuyu, dağıttım belki de ama içimden geçenlere parmaklarımın gücü yetmedi sözünü geçirmeye. Kitapta biraz da kendimden bir şeyler bulduğum içindir muhtemelen. Fakat Adalet elbette daha uç bir karakterdi. Yer yer gerçeklik duygusundan uzaklaştırdı bu kadar uç olması beni. Yazarın çok fazla benzetme ve "süslü" cümle kullanması da öyle. Kitabın sonlarına doğru ağır basan melankolik hava ve kurgu ise Türk dizisi tadı vermedi desem yalan olur. Bu bir kaç olumsuz eleştiri dışında kitap genel olarak okunmaya değerdi. Nermin Yıldırım'ın üslubunu (eleştirdiğim noktalar dışında), cesaretini, korkusuzca "etliye sütlüye karışmasını", elini taşın altına koymasını; toplumun aksayan yönlerini, kadına bakışını eleştirmesini ve zekasını takdir ettiğimi özellikle belirtmeliyim. Böyle güçlü ve cesur kadınların varlığını daha çok hissedebilmek dileğiyle... @h_sezen 'a da kadın yazarları okuma etkinliğinden dolayı teşekkür ederim
Dokunmadan
DokunmadanNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20175,7bin okunma
·
24 görüntüleme
Hacer okurunun profil resmi
Incelemenin çok içten olduğunu düşünüyorum eline sağlık.Ve bence kitapları kişi için güzel ya da kötü yapan kendi yaşamından bir şeyler görebilmesi.. Bir insanın hayatına dokunabilmek, bir çocuğun hayatına dokunabilmek ve bir hayvanın hayatına dokunabilmek bunlar karşı taraf için güzel olmakla birlikte kişinin kendisi için çok daha derin anlamlar barındırıyor. İnsanları sevmemek uzak durmak konusunda bahsettiklerin ise biraz da kendimi sorgulamamı sağladı açıkçası ve sordum kendime; "sevmediğim insanlar mı yoksa insanların yanında ortaya çıkan BEN mi" Benim buna cevabım duruma göre değişiyor. Keyifli okumalar dilerim arkadaşım, sevgiyle kal.:)
Lady Godot okurunun profil resmi
Teşekkür ederim güzel yorumun için🖤 Bahsettiğin ve sorguladığın kısım çok önemli gerçekten. Üstelik kalabalıklar içinde, bir başımıza olduğumuzdan daha yalnız hissedebiliyoruz. Kendimiz gibi de olsak, insanların istediği gibi de davransak bu paradokstan kurtuluşumuz yok gibi. Kitaplarda buluşmak dileğiyle:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.