Bir süredir aklıma takılan bir şey var. İnstagram veya Facebook gibi paylaşım mecralarında kahve eşliğinde kitap fotoğrafları paylaşmak neden revaç hale geldi de çay - kitap fotoğrafları pek tutmadı?
Her ince davranışın, her ayrıntının altında bir başka sebep aramayı antrenman haline getirirsek veya her olayın ya da durumun alt metnini merak ediyorsak böylesi küçük “şeyler” değer kazanıyor. Şimdilik okumamış olsam da M. Proust da sanırım böylesi konularda yazıyor. Bir adamın bisküviyi çaya batırıp derin düşüncelere dalıp sayfalarca geçmişini düşünmesi hakkında örneğin.
Peki o halde çay veya kahve üzerinde derin düşünürsek neyi simgeler?
Keyif Verici Maddelerin Tarihi kitabını okumuştum. Her iki içeceğin de farklı kıtalardan geldiği yazıyordu. Ama tabii içerken veya önümüzde dururken farklı çağrışımlar yaratıyor.
Belki de Beş Şehir filminde kedinin dediği gibi kahve kadınlarda farklı tınılar, rahatlatıcı çağrışımlar yaratıyor. Çaya gelirsek “Çay çay başarısız erkek demek gibi bir şey çay.”
youtu.be/JP-xIYiUL2A
Çay toplumda alt tabaka dedikleri kesim yani halkta çokça tüketilen bir içecekken kahve sabahları elit diye tabir edilen kesimin vazgeçilmezi arasına girmiş. Bu durumdan dolayı kahve ile yapılan paylaşımlar sanki daha cool havası vermekte ve oradaki amaçta zaten bu olduğu için daha çok tercih edilmeye başlandı diye düşünüyorum.
Kapitalizmin önerisi de olabilir, evet. Moda ile bağlantılı. Ben de onlar gibi güçlü biriyim algısı ile alakalı olabilir. Modaya uyarak böylece toplum dışına itilme tehlikesi de olmuyor.
Çay, çaycı, kahvehane imgeleri çok güçlü bizde istesek de entelektüellikle bağdaştıramıyoruz. Belki çay bardağı yerine Ingilizler gibi güzel porselen çay setlerinde sunum yapsak paylaşımlar daha rağbet görebilir. :))