Oda ılınmıştı. Çay içmek için sabırsızlanıyordum. Bir de diyorlar ki bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı varmış. Bence o uydurulmuş bir hikâye. Serçe yuvasından küçük süslü bir kapla sununca mı kıymetli olunuyor. Bir fincan bitince haydi yallah. Kahveyi içen sedirin ucundan öte gidemez; aslı astarı iki fırtlık bir şey. Ne var ne yok dibine oturur, al sana hatırı kırk yıl süren kahve. O da yetmedi bir ton günaha gir. Sen yapmasan el çabukluğuyla biri çevirir fincanı.