Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Beş yalnız...
Aynı şeyleri hissedenler aynı çağlarda yaşıyor bence. Ama güneş ile ölçülen çağlar değil bunlar .En sevdiğim oyundur belki yolda, kafede, kütüphanede bulunduğum sıralarda çevremdeki insanlara bakıp haklarında hükümler çıkarmak. Ne isimlerini, yaşlarını, fikirlerini bilmeden; bazen bir gülüşten bazense sade bir el hareketinden tüm hayatını yere sermek. Belki doğru belki yanlış! Ama ne yapayım? Normal bir oyun oynayacak kardeşim yoktu benim ve en kolay, güzel oyun buydu çocukluğumdan beri. Önce annem-babam sonra arkadaşlarım, öğretmenlerim oyuncağım oldu. Önceleri çevremdekileri izledim, değerlendirdim; televizyondakileri hatta hayvanları bile. Nihayet sıra kendime geldi. Herhalde lise yıllarımdan beridir kendimi değerlendiriyorum, kendim hakkında hükümler veriyorum. Çokça naif nadiren kesin hükümler. Olmak istediğim ve olduğum kişi nezdinde. Başlarda net olabiliyordum ama sonra hata yaptığımı farkettim ve hep bir ihtimal bıraktım olasılıklara. Hayat kesin kararlar vermek için çok değişken. Diğerleri ve kendim hakkında verdiğim, çoğunlukla doğru, hükümler tecrübeli hissetmeme rağmen yanlış çıkabiliyordu. Ve şimdi ne zaman kesin bir hükme varsam aynı hataya düşebileceğim aklıma geliyor. Bu romanda da çokça bu konu işlenmiş. Yalnız olduğumu çok da zannetmediğim ama nadir olduğumu çok zannettiğim mevzularda işlenen cümleleri ve oluşturulan karakterleri okudukça biraz teselli buldum. Anlatıcının, Raif’in, Maria’nın hallerinde buldum kendimi. Sıradan bir okuyucu psikolojisi denir belki. Ama bir kişi daha var ki böyle olan: Sabahattin Ali! Bu romanı kurgulayabildiyse demekki o da böyle biri. Bu okuduğum ilk kitabı ama sonuncusu da olmayacak büyük ihtimalle.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Karbon Kitaplar · 2019316,7bin okunma
··
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.