Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Şehirdeyim, huzursuzluk verici bir tecrübe, çünkü New York ölümden çok ölüm dehşetinin kol gezdiği bir yer haline geldi. Birçok ev terk edilmiş durumda ve terk edilmemiş olanlardan da, hâlâ içinde yaşamaya devam edenleri korumaya yönelik hazırlıkların dumanı yükseliyor. Sokaklar sessiz; bir tek, kayıpları yeni olanların hafif iniltileri var, bir de yüklerini Potter’s Field’e sürükleyen kederli ölü arabalarının gümbürtülü tekerlekleri. Yalnızca tek bir meydanda bunlardan beş tane gördüm, her biri başka bir kapının önündeydi. Şurada burada, hastalara bakmak için kalmış olan birkaç cesur doktor göze çarpıyordu. Bir ellerinde siyah çanta, diğer ellerinde salgından etkilenmemek için yüzlerine bastırdıkları nane ruhuna batırılmış bez parçasıyla bir evden diğerine koşuşuyorlar. Rıhtımlar da sessiz. Artık Narrows’dan mal gelmiyor. Zaten ben New York’un liman olarak işinin artık bittiğini işittim, bütün dünyadan gelen yolların kesiştiği yer olarak hastalığa o kadar açığız ki... İskelenin ucundan denize açılan bir kayık görüyorum, bir yelken açılıyor, bir teknede üç çocuk, iki kadın, birkaç da kutu. Long Island’a doğru yola çıkıyorlar, o yeşil tarlalarda, buradaki bulaşıcı hastalıktan kurtulmayı umarak. Boş çaba, çünkü insanın gittiği her yere Veba da gidiyor -öyleyse niçin kaçasın?
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.