"Kendini kaybettiğinin farkında olduğu gün kendini aramaya çıkacağı gündür, insanın."
Diriliş Neslinin Amentüsü kitabı sıradayken bu kitaba neden başladım bilmiyorum ama bu kitabıyla Sezai Karakoç'un fikirleri zihnimde netlesmeye başladı.
Buradaki yazılar 1976 yılında Diriliş' te yayımlanan yazılardan oluşmakta.
Biz Sezai Karakoç'a bir edebiyatçı gözüyle yahut herhangi bir yazar gözüyle bakamıyoruz zira belli bir misyonu olan ve arkasında onca eserle bunu anlatmanin derdini taşıyan bir yazardan bahsediyoruz.
Buradaki yazılar için sadra şifa akıllara sakinlik verici desem abartmıs olmayacağım zira Karakoç'un zihin dünyası o kadar net ki cümleleri öyle yerliyerindeki bunu okurken hissediyorsunuz. Netlikten kastım ise ne istediğini biliyor olması Diriliş Nesli, İslâmın dirilişi, ruhun dirilişi derken ne kastettiğini aslında neyin olması gerektigi ve ne yapılması gerektiğini kafasında oturtmuş birisi. (Bu kafa netligine çok ihtiyacım var)Bu hayalperestce geçici bir heves ile ortaya atılmış bir fikir de değil zira,
Sezai Karakoç'un hayatını okuyunca bu da anlaşılıyor.
Ve bu netlikten rahatsızlık duymuyorsun zira kendisi söylüyordu birisini kurtarma iddiasında olmadığını. Biz birlikte kurtulma sevinci ve mutluluğunu paylaşma isteklileriyiz diyordu.
"Sezai Karakoç bize ne söyler " cevabı için okumaya devam...