Gönderi

Oğuzlar'ın Kınık Boyu'ndan Selçuklular.
Feodelleşen üst tabaka, düzensiz Oğuz ve Türkmen gönüllülerin sağlam bir askeri dayanakları olmadığını çabuk kavramıştı. Yürütülen geniş fetih politikası ve itaat altına alınan devletler üzerinde sağlam hakimiyet kurma ihtiyacı, yeni bir ordu nizamı teşkilinin zaruri olduğunu ortaya koymuş; böylece kısa süre sonra, boy-kabile sistemine dayalı Selçuklu gönüllülerinin yerini ikta arazileri ve muntazam maaş alan feodellerin daimi orduları doldurmuştu. XI. Yüzyıl ortalarındaki Selçuklı fetihleri, Oğuz- Türkmenler arasında birbiriyle uyuşmayan sınıfların güçlenmesine yol açmıştır. Toplu göçler, bilahere pederşahi( ataerkil) kabile kurumlarının çöküşüne zemin hazırlamış, onun yerine bölgesel ekonomik ilişkiler kaim olmuştur(yerini almıştır). Fetih savaşları, hakim yönetici kesimin sıradan toplum üyeleri üzerindeki hakimiyetini arttırmıştı. Selçuklular'ın fethedilen ülkeleri yönetici hanedan üyeleri arasında taksimi şeklinde uyguladıkları ülüş sistemi, bu konuda ağırlıklı rol oynamıştır... Bu sistemin objektif gelişimi ve bol miktarda ikta arazisi tahsisi, vassal devletlerle(tabii) olan ilişkileri de belli bir düzene soktu. Fakat feodal kurumların gelişimi, daha sonra infirak(ayrılma) düşüncelerinin doğmasına yol açacak ve imparatorluğun çöküşünü hızlandıracaktır. Büyük vilayetlerin ve bölgelerin hakim hanedan üyelerinin yönetimine verilmesi, Doğu ülkelerinde çeşitli Selçuklu devletlerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Gerçi bu taşra hanedanları Selçuklu İmparatorluğu'nun yükselme devrinde sultanı tanıyorlardı, ancak feodal separatist(ayrılıkçı) güçlerin artması yüzünden Selçuklu devleti zayıflayınca, onlar da ayrılma ve fiilen bağımsız hükümdarlar olma yoluna saptılar.
Sayfa 325 - Selenge
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.