Bir yandan Gabriel Garcia Márquez, nam-ı diğer Gabo, ustanın dilimize çevrilmiş 19 kitabından 14'üncüsünü de okumuş olmanın verdiği müthiş edebi hazzı yaşarken, bir yandan da külliyatın sonuna yaklaşmanın verdiği üzüntü usul usul beni sarmaya başladı. Okuduğum her kitabında, kurduğu cümlelere yüklediği anlamlar ile hayranlık seviyemin dozunu başka hiçbir yazarın yakalayamayacağı seviyelere çıkardı. Hayranlığımı sayfalar dolusu cümlelerle anlatmak istememe rağmen bunu tüm külliyatı bitirinceye kadar bekletmek istiyorum. O yüzden kısa keserek "Labirentindeki General" kitabından bahsetmeye geçeyim. Öncelikle belirtmeliyim ki bu kitap gerçek bir yaşam öyküsünün kitabıdır. Gabo'nun bu kitabı yazmadan önce uzun yıllar boyunca süren araştırmalar yaptığını, en ücra köşelerdeki kişilere bile ulaşarak bilgiler topladığını, binlerce sayfa kitap, günlük ve gazete okuduğunu özellikle vurgulamak istiyorum. Hatta kitaptaki yolculuğun geçtiği Magdelana Irmağı'nı buharlı gemilerle tam 11 kez her iki yönde de aşan yolculuklar yapmıştır. Bu kitapta; Avrupa'dan beş kat daha geniş bir imparatorluğu, İspanyol egemenliğinden söküp almış, bağımsız yeni bir Amerika yaratmaya kendini adamış, onu özgür ve bir arada tutabilmek için yirmi yıl süren savaşlara girmiş, onu bileğinin gücüyle yönetmiş, vefakar, fedakar ve cesur bir generalin, El Libertador Simon Bolivar'ın ölüme giden son yolculuğuna şahit oluyoruz. (El Libertador=Kurtarıcı) Bağımsızlık uğruna tüm hayatını feda eden General, artık yaşadığı geçmişin zorluklarından dolayı fiziksel olarak yorulmuş ve yaşadığı sayısız hastalıklardan güçsüzleşmiş, ayrıca servetinin çok büyük bir kısmını da halkı uğruna feda etmiş olduğundan gözden düşmeye başlamıştır. Artık tek çarenin cumhurbaşkanlığını ve o güne kadar hiç bir Amerikalının erişemediği kadar büyük olan şan ve şöhretini bırakarak buralardan gitmek olduğu kanaatine istemeye istemeye ulaşmıştır. General Bolivar cumhurbaşkanlığını devredip geride kalanlara veda ederek, sadece maliyeti ile bu ölüm yolculuğuna çıkmıştır. Maiyetindekiler; son nefesine kadar hizmetinde ve saygısında tek kusuru bulunmayan, her savaşında yanında omuz omuza olan, eskiden annesinin kölesi olup sonradan azat etmesine rağmen bir an bile yanından ayrılmayan yaveri ve en yakın dostu Jose Palacios; bir kolu savaşta aldığı yara sebebiyle kesilmiş olan General Jose Maria Carreno; İrlandalı Albay Belfort Wilson; yeğeni olan Teğmen Fernando; akrabası Yüzbaşı Andrew Ibarra ve pek çok savaşta denemiş olduğu Albay Jose'dir. Yolculuğunda şeref kıtası olarak da en iyiler arasından seçilmiş yüz kişilik bir süvari ve humbaracı birliği görev almıştır. Ünlü Magdelana Irmağı üzerinde sürecek olan bu 14 günlük yolculuk bulaşıcı hastalıklar ve suikastlerle dolu bir ölüm yolculuğudur. Yolculuk boyunca sık sık geçmişten hatıralarını, savaşlarını, kahramanlıklarını, fedakarlıklarını, kısa ama ölümsüzmüş gibi her daim hatırladığı aşklarını, siyasi düşüncelerini bol bol okumaktayız. Ayrıca kitabın sonunda General Simon Bolivar’ın kısa ama detaylı bir kronolojisi de bulunmaktadır. Beni en çok etkileyen Márquez kitaplarından biri oldu. Hatta etki sıralaması yapacak olursam kesinlikle Gabo kitapları arasında ilk 3'e koyabileceğim müthiş bir kitaptı. Nice Márquez kitaplarında buluşmak dileklerimle… Tüm kitapsever dostlarıma iyi okumalar dilerim.

Labirentindeki GeneralGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 2016415 okunma

·

84 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.