Cioran'ın okuduğum üçüncü kitabıydı. Sanırım bu kitap, kendisini tanımaya başlamak için en uygunuydu. Din, siyaset, tarih, sanat gibi konuları başlıklara ayırıp aforizmalarını toparlamış. Genelde aforizma kitaplarını sevmem, yazarların oradan buradan rastgele alınmış sözlerini içerir; ancak sanırsam bu kitabı Cioran'ın kendisi hazırlamış. Öyle değilse bile, aforizmalar arası bütünlük beni bu kitabı sevmeye itti. Bölümler arasında bir konu bütünlüğü vardı, dolayısıyla sanki yazarın içini döktüğü notları okur gibi hissettim. Cioran'ın "Celal Şengör patavatsızlığı" adını verdiğim durumu çok hoşuma gidiyor. Lafları yerine göre çok güzel eğip bükebilecekken, çoğu zaman nefretini pat diye kusabiliyor. Bir durumu anlatırken kullandığı benzetmeler çok yerinde. Nefret, hiç bu kadar zeka dolu ve eğlenceli olmamıştı. Nietszche ve Fernando Pessoa'yı oldukça andıran bir hayat görüşü var. Pesimist veya nihilistten öte Cioran, kendisine "reddedişçi" diyor. Düşündüren, çerez niteliğinde harika bir kitap. Tavsiyemdir.