Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Çağrılmayan Yakup şiirinden...
Ben, yani Yakup, her türlü çagrılmanın olağan şekli Daha hiç çağrılmadım Biri olsun 'Yakup!' diye seslenmedi hiç Yakup! Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım
Adam Yayınları - Çağrılmayan Yakup, 1966Kitabı okudu
·
1 görüntüleme
•••MERVE••• okurunun profil resmi
Onu, amcası Refik Arslan’ın yanında ateş parçası gibi çalıştığı günlerden tanıyan Cansever yazmıştı bu dizeleri. Çağrılmadan geldiği o yıllarda, babasının ölümünün ardından evi geçindirmek için amcasının meyhanesinde çalışıyordu. Hemşin’den İstanbul’a aslında ilkin 10 yaşında, okumaya gelmişti. O zamanlar babası hayattaydı. Belki de bambaşka bir gelecek hayali kuruluyordu onun için. Ama haylazdı. Bir kaza geçirince amcası korkuyla onu köye geri gönderdi. İkinci gelişinde babası yoktu, okulu da… Çalışmak zorundaydı. 1977’ye kadar Refik Arslan’ın sağ kolu oldu. Sonra kendi kanatlarıyla uçmaya karar verip, Sofyalı Sokak’ta minicik bir dükkan tuttu. Adını Yakup koydu. Yakup; yazarların, çizerlerin, özellikle de İkinci Yeni’nin ikinci evi gibiydi: Edip Cansever, Cemal Süreya, Tomris ve Turgut Uyar, Özdemir Asaf… 1982 yılında, o küçük dükkan yetmemeye başlayınca kendine yeni yer aradı. Sonunda, bugünkü meyhaneyi buldu. İlk dükkan devam ediyordu, buraya da Yakup 2 deyiverdi. Bugün 1’i olmayan 2’nin hikayesi işte böyle başladı.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.