Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

.. Belçikalı Adolphe Quetelet (1796-1874) istatistik ve olasılık hesaplarını sosyal bilimler içerisine sokan kişidir. Görünürde düzensiz görünen toplumsal yaşamın içerisindeki düzeni matematik aracılığıyla göstermek istemişti. Quetelet, suç ve edebi yeteneğin gelişmesi gibi istatistiksel düzenlilikler yoluyla açıklanabilecek bütün konuları araştırmış ve suçun 20-25 yaşları arasında en fazla olduğu, daha sonraki yaşlarda ise giderek azaldığı; edebi yeteneğin ise 30 yaşına kadar geliştiği ve 50 yaşından sonra azalmaya başladığı gibi sonuçlara varmıştır. Bu araştırmaları ışığında Quetelet ampirik toplumsal araştırmanın öncülerinden kabul edilir. O, istatistikî yöntemleri toplumsal gerçekliği nitelemede kullanan ilk kişidir ve araştırma konularını sadece yaş ve cinsiyet gibi basit değişkenlere indirgememiş, aynı zamanda zihinsel yetenekler ve ahlaki özellikler gibi konuları istatistikî olarak araştırmayı denemiştir. Bununla birlikte Quetelet, bu konuların aslında göstergeler yardımıyla ölçülebileceğini biliyordu. Yani Quetelet aynı zamanda göstergeleri sosyolojinin kuramsal kavramları için kullanan ilk kişidir. Kanunlara aykırı hareket etmeyi bir suç çeşidi olarak ele almış ve bunun da belli yaşlarda daha yoğun olarak ortaya çıktığını göstermiştir. Aynı şekilde edebî yeteneği de, Fransız edebiyatçılarının en ünlü eserlerini yazmış oldukları yaşlar üzerinden ölçmüştür. Quetelet, nüfusun belli kesimleri arasında ölüm oranlarını karşılaştırmış ve doktorların daha genç yaşta öldüklerini, ilahiyatçıların ise daha uzun ömürlü olduklarını tespit etmiştir. Bu tespitini de, ilahiyatçıların hiçbir şekilde aşırılıklara kaçmayan bir yaşam tarzı sürmelerine bağlamıştır. Yine insanların büyüme, Vücut büyüklüğü ve ağırlıkları ile ilgili istatistikleri ortaya koymuş ve bu tarz istatistiklerin, yöntemlerin geliştirilmesine yardımcı olabileceğine kanaat getirmiştir. Bu düşünce günümüzde pek çok anket araştırması için de geçerlidir.
·
12 görüntüleme
Muhammed Ali okurunun profil resmi
Sosyolojinin beslenme sosyolojisi diye bir alt dalı var.Fakat sizin dediğiniz anlamda insan davranışlarına etkisini inceliyor mu, bilmiyorum..
Muhammed Ali okurunun profil resmi
Sosyoloji, beslenme,sağlık,gıda gibi konuları toplumsal anlamda işler.Maddidir..
Muhammed Ali okurunun profil resmi
Aynen haklısınız.Biz bir meseleyi sadece maddi ve sonuç odaklı düşündüğümüzden hatadan kurtulamıyoruz..Ve birde işin sadece bir veçhesine bakıyoruz.Oysa başka veçheleri de olabilir.Bunları es geçmek hakikatin kıyısından geçmektir..
Hatice okurunun profil resmi
Sosyolojide insan davranışları incelenirken beslenme tarzının etkisine de değinilir mi? Mesela bizim kültürümüzde "insan yediği şeydir", "haram yiyen harâmî olur" gibi kabuller vardır. Kezâ ayette, "helâl ve tayyip olanı yeyin ki sâlih amel işleyebilesiniz" buyurarak sâlih amelin şartını helâl rızka bağlamış Allah Teâlâ. Sadece yemek de değil, duyu azalarımızdan cismimize ve ruhumuza ulaşan her şeyin rızık olduğunu ve bizi etkilediğini söyler Gazali rh.a.. Yine sünnette Efendimiz (sav)'in tavsiye ettiği oruç olan, eyyâm-ı biyz denilen "dolunay günlerinde" bilim adamlarının yaptığı araştırmaya göre, kanın bu günlerde çok hızlı deverân ettiği, dünyada işlenen suçların en çok bu günlerde cereyan ettiği söylenir. Ve bu oruçla, insanın sakinleştirilerek hata yapmasının önüne geçildiği vs.. nitekim din, fıtrattır.
Hatice okurunun profil resmi
Inşallah bizim müslüman düşünürlerimiz bu hakikati gündemine alır ve devlet sistemini buna ikna edecek kadar etkin rol oynar. Mukadderat gereği Adem a.s. cennetten yasak ağaçtan yediği için çıkarıldı. Yani her şeyin başı.. belki düzelme de buradan başlayacaktır.. Bunlar es geçilerek, eğitim vb ile toplumsal asayişi sağlamak imkansız gibi.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.