Çok gezdiğı için ona Şems-i Pervane (Uçan Şems) denilmiştir.
Sipehsalar onu şu vasıflarla nitelemiştir: '
'Sultanul Evliya' (Evliyaların Sultanı);
'Sultan ul Vasilin' (erenlerin sultanı);
'Tac ul Mahbubayn' (Sevgililerin tacr;
'Kutb al-Arifin' (ariflerin kutbu);
Fahr ul muvahhidin (Vahdetçilerin övüncü);
Ayetul tafdillul ahırin al alevvelin (sonra gelenlerin önceki gelenlerden üstün oluşunun kanıtı);
Hüccet ul Allah alal muminin (müminler için Allah delili sayılan)
Varis ul enbiya va al mursilin (peygamberler ve enbiyaların varisi); Dınin, halkın ve bizim efendimiz,Hak'ın güneşi (Şems).
Mevlana ise onu Hüsrev-i Azam Yüce Sultan);
Hudavend-i Hudavendan-ı Esrar (Gizler sahibi efendilerin efendisi); Sultan-ı Sultanan-ı Can (Canın Sultanlann Sultanı);
Nur-i Mutlak (Mutlaİ Nur);
Canı Cananı Can (Canın Canlarının Canı);
Şemi' Nuh Felek (Dokuz Göğün Işığı);
Bahr-i Rahmet (Rahmet Denizi);
Mağfer-i Afak (Göklerin Kıvancı)
gibi hitaplarla anar.