Gönderi

Nietzsche’nin ölümü
“Friedrich Nietzsche gururlu ve kibirli bir adamdır. “Hak zorunludur, kaba-güç, zor esastır” kabilinden sözleri vardır. Merhamet aczin ifadesidir, âciz ve zayıf kimseleri yok etmek gerekir; nitekim Eskimolar böyle yapıyorlar, çalışamaz duruma gelen yaşlılarını kar ve buz içinde ölmeye bırakıyorlar, bu da doğrudur, bu yaşlılar artık üretici değil sırf tüketici olduklarına göre mantık onları bertaraf etmemize izin verir. gibi bir sözü vardır hatta. Ancak bu sözleri söyleyen Nietzsche ömrünün sonlarına doğru o kadar iyilik ve nezaket dolu, aşk, sevgi ve insan sevgisi sahibiydi ki, şaşılacak bir davranışta bulundu. Sokaktan geçerken devrilmiş ve çukura düşmüş bir araba gördü. Arabacı ata ve sakat kalması ihtimaline hiç aldırmadan her ne pahasına olursa olsun, atı kaldırmaya ve yola düşürmeye çalışıyordu. Atı acımasızca kamçılıyor, kamçı darbeleri altında doğrulmaya çalışan at, ağır yükün etkisiyle tekrar çukura düşüyordu. Ayağı kırılmıştı. Durumu gören Nietzsche çok sinirlenerek arabacıdan böyle davranmamasını rica etti. Önce yükleri indirip sonra atı kaldırmalıydı. Arabacı aldırmadı. Nietzsche de çabuk sinirlenen bir kimse olarak arabacının yakasına yapıştı ve ata kamçı vurmasına müsaade etmeyeceğini söyledi. Arabacı da bunun üzerine Nietzsche’ye vurmaya koyuldu. Attığı bir tekme, Nietzsche’nin eve döndükten bir süre sonra ölümüne yol açtı. Bu olayı dinleyen herkes, şimdi bizim duyumsamakta olduğumuz gibi, içinde çelişik duyguların varlığını sezer. Sizin her birinizin benliğinde iki kişi vardır: Birincisi, Nietzsche’nin bu olaydaki ruh güzelliği ve ahlâk, ruh ve duygu yüceliği, kendisini bir hayvanı koruma uğruna feda edişi sırasında, bir cinayete, bir faciaya tahammül edemeyişi karşısında heyecan duyar. İkincisi, bu mantıksız ve aptalca olaya: bir dahinin bir beygir uğruna ölmesine güler. Fakat burada aptalca bir şey yoktur. Bu mantıki ve gayr-i mantıki bir davranış değildir; sadece mantık dışıdır, mantıki değerlendirme ötesindedir. Ahlâk ve aşk da böyledirler. ihtiyaçlarımızdan birini gidermek için bir seçim yapar, bizi sevmesi için birini sever, ya da gereksinmelerimizden birini giderir diye yahut onun sevgisi bize bazı imkânlar sağlar düşüncesiyle birine sevgi gösterirsek, gerçekte sadece bir alış-veriş yapmışız demektir. Aşk ise her şeyi bir amaç uğruna vermek ve karşılığında hiçbir şey istememektir. Bu büyük bir seçimdir. Ne seçimi? Bir ülkünün veya başkalarının yaşaması, bir ülkünün gerçekleşmesi için kendine ölümü seçiş..” Ali Şeriati
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.