Uzun süredir polisiye roman okumuyordum. Celil Oker'le tekrar başladım ama gerçekten çok pişman oldum. Detaya boğuyor insanı. O kadar detaya giriyor ki, olay örgüsüne ulaşamıyorsun. Ana karakterlerin, önemli noktaların yerini kaçırıyorsun. Cinayete, katile, maktüle ya da bunlara götürecek ince nüanslara değil de detaylara fokuslanıyor. Asıl olaya atfedeceği güzel cümleleri gereksiz detaylara atfediyor. Zaman kavramı da yok. Hangi zamanda olduğunu kestiremediğin için hayal gücünü de hangi zamanda geçtiğine bağlayamıyorsun. Polisiye yazarların ana karakterleri olur, Celil Oker de Sherlock Holmes tarzı bir karakter mi yaratmaya çalışmış bilmiyorum ama hiç oturmamış. Obje seçimleri de başarılı değil. Bir bağlılık hissedemedim karaktere de kitabın geneline de. Sıkıldım baya. Olmamış maalesef...