Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Nasıl bir mektup bu :(
6 Mayıs 948 Bursa Vedia,1 Bana hayatımın en büyük acısını tattırdın. Bütün hayatımı mahvettin. Bu kadar acıya nasıl dayandığıma şaşıyorum. Halbuki sen hiçbişey olmamış kadar sakinsin, bu kadar rezaleti bile tabiî görüyorsun. [.....] Ben sana tam on sene bunun için mi emek verdim. Bu akibet için mi senin saadetine çalıştım. Gece sabahlara kadar uyuyamıyorum. Halbuki sen o gece bile, hiçbişey olmamış gibi rahat uyudun. Bir kadının bu kadar hissiz olmasına şaşıyorum, aklım almıyor ve çıldıracağım. [.....] Halbuki daha 15 gün evvel eve gelince, gece sabaha kadar sana nasihat ettim. Daha sonra mektup yazdım. Nasıl olup da bir anda değişiveriyorsun. Nasıl bir an içinde bana yabancı ve düşman oluyorsun. Ve nasıl göz göre göre herkesin içinde, “Beni aç bıraktın, para göndermedin” diye yalan söylüyorsun. Sen de hiç mi hicap, ar haya yok? Ben seni sahiden aç bıraksam, para göndermesem, öyle söylemek mi lazım? Ne çabuk hatıralarımızı, sevgimizi, karıkoca olduğumuzu unutuyorsun. Ben buraya Şubat 20’de geldim. Şubat yirmiden beri [Bu sayfanın sonu ve gelecek sayfanın başı düzgün bir biçimde biri tarafından yırtılmış.] böyle mi yapman lazımdı. Her sefer ıslah olacaksın diye nasihat ettim, ümitlendim. Fakat her sefer, bir evvelkinden daha fena hareketler yaptın. Her kusurunu affettim, sen yine daha beterini yaptın. [.....] Niçin böyle yapıyorsun, neden böyle hareket ediyorsun anlamıyorum. Kendine acımıyorsun, bana acımıyorsun, yavrularımıza yazık değil mi? Onlara olsun acı. Şimdiye kadar hep kabahati babama buldun. [.....] Yavrularıma yazık olacak. Bilmem ki daha ne söyleyeyim, daha ne yazayım? [.....] [.....] Şimdiye kadar bir defa olsun, hiçbir dediğimi yapmadın. Hiç olmazsa, bu sefer olsun, bu büyük hatadan sonra olsun, kusurunu anlayıp da af dilesen, bundan sonra istediğim gibi bir kadın olsan, seni affedebilirim. Fakat buna da emin değilim. Şimdiye kadarki hareketlerinle, bütün ümit ve emniyetimi kırdın. (.....) Beni kalbimden yaraladın. Niçin böyle yapıyorsun, anlamıyorum. Benim gibi insana böyle hareket edilir mi? Sende kalp yok mu? Beni çocuklarımın yanında da rezil ettin. Bak, mesela bu sefer bile, hiç olmazsa bir af mektubu yazarak, hatırımı alman lazım gelirken, bir mektup bile yazmıyorsun. Sana son ve kati sözüm şudur, iyi dinle: Allaha kasem ediyorum ve çocuklarımın üstüne yemin ediyorum ki,(*) bundan sonra, bütün bu hadiselerden ders almaz, benim dediklerimi harfi harfine yapmazsan, bana en küçücük bir yalan söylersen, seninle yaşamama imkân yoktur. Eğer benim karılığıma, sevgime ve çocuklarıma layık olmaya çalışırsan, benim şerefimi korumaya çalışırsan, kibar ve asil bir anne olmağa gayret edersen, bütün bu kâbusla geçen 10 senenin acı hatıralarını unutmaya çalışacağım. Ve seni yeni tanıdığım bir insan gibi seveceğim. Yani yeni baştan doğmalısın. Yeni biyere taşınıp, yeni bir yuvada yeni hayata başlarız. Eski hatıraları, eski insanları unuturuz. Ve ancak bu suretle mesut olabiliriz. Bunu yapıp yapmayacağını, böyle hareket edip edemeyeceğini bana açık ve kati olarak bildir. Artık ızdırap çekmeğe tahammülüm kalmadı. Ben ağlamak için değil, gülmek, mesut olmak ve etrafımı da mesut etmek için dünyaya geldim. Bunu yapıp yapamayacağını bana çok açık olarak yaz. Istanbul’a gelir gelmez, derhal ev taşınacak. Ev bulunmuş, haber aldım. Ev taşınır taşınmaz esaslı şekilde senin tedavin ile uğraşacağım. Eğer bu mektubuma müspet cevap verir, af diler ve dediklerimi yapacağına söz verirsen, bu yeni evimizde yuvamızı kurarak mesut olmaya çalışırız. Yoook, bunları yapamayacaksan, istemiyorsan, o zaman bu evde sen kendin istediğin ve dilediğin şekilde yaşarsın. Sana ömrümün sonuna kadar, sen yine nankörlük etsen de, elimden geldiği kadar bakarım, seni çocuğum gibi severim. Bunları yazarken yüreğim parçalanıyor. Ben değil karıma, hiçkimseye acı söz söylemek istemem. Fakat sen beni mecbur ettin. Ben sana ömrümün sonuna kadar, hep sevgilim, çiçum, canım demek isterdim. Seni taze bir çiçek gibi koklamak isterdim. Yine bunları yaptırmak senin elindedir. Bak düşün taşın, artık çocuk değilsin, istediğin gibi serbestçe karar ver. Ve ilerde beni vicdan azabında bırakma. Bana mümkün olduğu kadar acele ve açık cevabını yaz. Yakında 20 lira daha göndereceğim. Kendini yorma, hastasın, mümkün olduğu kadar istirahat et, sakin ol. Yakında tedavi ettireceğim. Senin saadetini düşünen Aziz Nesin Bu mektubu derhal yırt. Oya mektebe gitsin ve sınıfını geçsin.
Sayfa 181Kitabı okudu
·
82 görüntüleme
Cheshire Cat okurunun profil resmi
Işte bu mektup beni en çok üzen kısmıydı. 10 yıl bunun için mi emek verdim diyo ya :(
Günay okurunun profil resmi
Beni de 😞 adam o durumda bile onları düşünüyor hanfendi bi mektubu çok gördü!
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.