Hatta öyle felsefi akımlar vardır ki, insan düşmanlığı ve insandan nefret duygusuyla fıkır fıkır kaynar içi, barbarlığın çok daha
kaba ve düşmanca eylemlerini hiç de aratacak gibi değillerdir. Önemli kişilerin özyaşamöykülerinin bir yerinde bazen bir perde aralanıp, bu kişilerdeki nefret duygusunu açıkça gözlerimizin önüne serer. Örneğin Grillparzer, insandaki barbarlığın sanatta kendisine eksiksiz bir dışavurum sağladığını söylüyorsa, bunu yalnızca ortadan kaldırılamayacak bir gerçeğin ifadesi gibi anlamayıp, sanatsal bir güce kavuşabilmek için insanlığa kendini
yakın hissetmesi gereken sanatçıda nefret ve gaddarlık duygularına da rastlanabileceği şeklinde yorumlamamız gerekir.