Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Shatov'u incelediğimizde, birçok özelliğinde kesin bir şekilde yaratıcısının yansısını buluyoruz. Dostoyevski'nin romanda bütünüyle sevimli gösterdiği kişi Shatov'dur. "Normal olarak sıkıcı ve konuşmayan biriydi, fakat bazen, inançlarına saldırıldığında sinirlenir, kızar ve heyecanla konuşurdu." Bu satırları duyunca, Belinski grubundaki ya da daha sonra Krukovskaya'nın salonundaki Dostoyevski'yi anımsıyoruz. Stephan Trifimoviç onun için "dünyanın en iyi ve en çabuk öfkelenen" adamıdır diyor. Başında coşkun bir sosyalisttir ve Dostoyevski gibi baskı makinesinin idaresini üzerine alır. Sonradan değişir, Slavcı ilkeleri benimser ve "halkı" Tanrı'ya olan inancının temeli yapar ve hatta Stavrogin onu "Tanrısallığı bir milliyetçilik sorununa indirmekle" suçlar - bu Dostoyevski'nin kendisine yapılan bütünüyle de haksız olmayan bir suçlama olabilir. Yani birçok benzerlik rastlantı olamaz. Shatov'un yazarın kendi portresi ya da daha doğrusu, kendinin mükemmelleştirilmiş şekli olarak görmemek için mantıki bir neden yok. Dostoyevski kendini, hakkında çok şey duyduğu bir cinayetin kurbanı olarak dramatize etmiştir.
Sayfa 216 - Onaltıncı Bölüm, Ahlâk ve Politika, EcinnilerKitabı okudu
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.