Öldüğüm zaman
Senden çok uzaklarda olacağım
Kara haberi
Aylarca sonra duyacaksın
Çok sevdiğin İstanbul'un
İstiklal Caddesi'nde
Tanıdığın herhangi bir kimse
-O ölmüş
-Duydum, çok üzüldüm diyecek
Sen her şeyden habersiz
Bir yabancıdan bahsedercesine
-Kim diye soracaksın
Fakat sorun cevapsız kalacak
Adım söylenmeden anlayacaksın öldüğümü
Ve başka hiçbir şey sormadan
Yanaklarında iki damla yaş
İçinde bir eziklik
O anlamsız kalabalığın içinde
Ağır ağır yürüyeceksin
Sonra birdenbire her şey boş verip
Adımı ve bütün hatıramı
Taksim Meydanı'nda tüküreceksin..
Öldüğüm zaman
Sen yine bu kadar güzel olacaksın
Yine bu kadar zalim bu kadar taş yürekli
Yine çevrende hayranların dolaşacak
Sekiz-on el birden uzanacak
Sigaranı yakmak için
Geçtiğin sokaklarda
Saatlerce kalacak parfümünün kokusu
Yine seni her göreni kendine ram edeceksin
İzin yıllar yılı silinmeyecek düşüncelerden
Yine aşıklarına uykuyu haram edeceksin..
Öldüğüm zaman
Aslında kurtulmuş olacaksın benden
İnan hafifleyeceksin
Belki ara sıra hatırlasan da
-Benim ne suçum var
-Bu kadar sevmeyeydi diyeceksin..
Bense her şeye rağmen diyorum ki
Öldüğüm zaman
Bana senden uzaklarda
Basit, gösterişsiz bir mezar kazsınlar
Ne arayanım olsun ne sevenim
İnsanlardan bir tek dileğim var benim
Mezartaşıma seni sevdiğimi yazsınlar.