Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

224 syf.
8/10 puan verdi
Hayatın kör noktaları adına!!!Sevelim ve anlamaya çalışmaktan vazgeçmeyelim.
Batı rüzgarı’na sahip olan erkekler ve Batı rüzgarını kaybetmiş erkeklere bir güzelleme Bir kadının özlemini çeken, yasını tutan, bir kadın tarafından aldatılmış, terk edilmiş olmanın acısıyla yaşayan, aşkla kendinden vazgeçen erkeklerin öyküleri. Haruki Murakami’ den aşka ve kadınlara yazılmış yedi ağıt.. Kitabın içinde 7 farklı roman tadında öykü var.Sevdikleri ya da hayatlarında bir çizik atmış kadınları kaybeden erkekleri ve o erkeklerin penceresinden kadınları anlatan yedi farklı öykü.. “Birgün sende aniden kadınsız erkeklerden olacaksın.” dedirtir kitabın son öyküsünde ,Samsa adını verdiği kahramanına..Bir erkek gerçekten sevdiği ve gönül dünyasına tesir eden bir kadını kaybettiğinde ondan sonra hayatına girecek bütün kadınları da kaybetmiştir aslında der..Bu cümle mantıkla değil de hisle idrak edilebilecek bir manifesto gibi duruyor.. Haruki Murakami’nin bu kitabında beni en çok etkileyen öykü birinci öyküdür.Aktör olan kahramanımız kendisi gibi oyuncu olan karısını çok sever bir gün aldatıldığını öğrenir ama bildiğini saklayarak devam eder ilişkisine.Kiminle aldattığını öğrenir ve o adamla arkadaş olur karısının ruhunu anlamak ve onda kocası olarak eksik bıraktığı şeyin ne olduğunu öğrenme çabasına girerek aslında insanların ne karmaşık bir ruhsal yapıya sahip olduklarını ve Murakami’nin bu tür insanların davranışlarını anlayabilmemiz için katman katman ne kadar başarılı bir şekilde sebepleri gözler önüne serdiğini görürüz. Kitabın içindeki öykülere baktığınızda erkekleri aldatan kadınların psikolojileri de anlatılmaya çalışılmış.Aldatıldıklarını öğrenip ama bildiğini- çok sevdiğinden desem tam anlamıyla olamaz-sevdikleri kadınlardan saklayan öykü kahramanları da var ya da en yakın iş arkadaşı ile kadınını yatakta basan öykü kahramanı da var,Tâ 14 yaşında sevdiği kıza sonradan aşık olup özleyen unutamayan öykü kahramanı da var,Sevdiği kıza dokunmaya kıyamayıp ona tanımadığı yabancı bir erkek yaklaşmasın diye en yakın arkadaşını kız arkadaşıyla onu daha iyi anlamak adına çıkma işi ayarlayan öykü kahramanı da var.. Haruki Murakami’nin müthiş bir müzik kültürü var öykülerin kahramanları ile bir süre sonra kendinizi özdeşleştirince dinledikleri müzikleri merak edip youtube den bulup dinlemeye başlarken kendinizi bulabilirsiniz.. Murakami ‘nin bu kitabında öykü kahramanları genellikle kendi iç dünyasında yaşayan karakterler olup bir takım duyguları somutlaştırarak anlatırlar buna da edebiyatta alegorik tarz deniyormuş bunu da öğrenmiş olalım..Örneğin bir insan size trip atıp duruyor bir iç sıkıntısı var belli ama anlatmıyor o insanın duygu durumunu kasvetli ve bir türlü yağamayan havaya benzetmesi..Kitapdaki öykülerde yer yer bu tür alegorik anlatımlara rastlıyorsunuz..Bu benim günlük konuşmamda da kullandığım bir anlatım biçimi olduğu için insanlara anlattıklarım bu yönüyle de akılda kalıcı olur..Etkili bir dildir tavsiye ederim.... Kaan Murat Yanık ,yazar üzerine güzel bir yazı yazmış..Daha fazla öğrenmek isteyenler o yazılara netten ulaşabilirler.. İncelememin nihayetinde milyon yıllık bir meseledir ki erkeklerin kadınları anlıyamamaları ve bunun sonucunda tanıdıkları kadınlardan yola çıkarak onları kategorize etmeleri ve aslında hiç anlıyamıyacak olmaları..🤣 Bu kitabın bir yerinde erkeklerin ne kendilerini ne de kadınları suçlamalarının doğru olmadığını anlatır şöyle söyleyerek.. Bunu kör nokta olarak düşünün..Göremiyorsunuz diye ne siz ne de karşı taraf aslında suçlu değildir.. Güzel bir yaklaşım ve farklı bir bakış açısı bence.. Kadınsız erkekler kitabını beğendim bana kattığı çok şey var diyemem yalnız öykülerin hikayesi ve kurgular oldukça ilgi çekiciydi kitap kendisini konusundan dolayı okutur.. Keyifli okumalar Saygılar️
Kadınsız Erkekler
Kadınsız ErkeklerHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20183,994 okunma
··
222 görüntüleme
Gülcan Coşkun okurunun profil resmi
Sorulması gereken başka ve bence ilginç bir soru var..Her aldatılan insan, aldatıldığını öğrenmeli mi? Aldatıldığını öğrenmek, çoğunlukla iyi olay ve durumlara sebep olucaksa,aldatılan öğrenmeyi haketsin. Ama kanaatimce bir çok aldatılan insan çoğunlukla suçlu arama psikolojisi ile hareket ediyor ,edecek de... Aldatılma durumlarında kadın ve erkek tepkileri de birbirine benzemeyebiliyor... Aldatılan erkekler kadını suçlarken, Aldatılan kadınlar da eş ya da kocalarının payına düşen kısmı atlayıp aldattığı kadını merak edip onu suçlama eğiliminde oluyorlar.Bu adam zaten kadınsever😁..Benim erkeğimi baştan çıkartan o fettan kadın kim ,ben de olmayan ne verdi ki erkeğime diye olayı ,olay mahallinden uzaklaştıran(olay mahallini siz bulun🙄),soruları ile aldatılmaya başka boyut kazandırırlar..Kadınların çoğu bunu yapar!☺️
Bu yorum görüntülenemiyor
Koray okurunun profil resmi
Gençken ben de kız arkadaşımı aldatmıştım, tamamen benim hayvanlığım, pişmanım :) ama "beni anlamıyor" diye aldatmak da bahanenin ne kadar ucuzu... Bence bu çok daha vahim bir durum. Tabi ki kimse kimsenin sahibi veya malı değil ama insanların ilişkilerinde, karşılıklı olmazsa olmaz yükümlülerini yerine getirmemesini bu kadar normalleştirmek bana biraz absürt geldi. Aldatacaksanız da benim gibi marjinalize edin :)
Gülcan Coşkun okurunun profil resmi
‘ Aldatmak ‘ eylemi neresinden bakarsanız bakın kelimenin anlamını idrak ettiğinizde hiç bir sebep ve bahaneyle etkileri, hafifletilecek bir eylem değil.. Bu kitapdaki aldatılan erkekler nevi şahsına münhasır dediğimiz insanlar..Karşısındaki kadının iç dünyasına ,kendi uğradığı ağır hakareti öteleyerek ,bir mütehassıs edasıyla iyice eğiliyor..Karşısındaki kadının davranışlarını bir ayna olarak kullanıyor.. Kanaatimce gerçek bilgiye ihtiyaç duyup ulaşmak isteyenlerin olayları ve kişileri yorumlama tarzı bu.. ☺️
GONCA okurunun profil resmi
Biyerde okumuştum, "Aldatmak, direkt olarak zeka, güven ve özgüven eksikliğinden kaynaklanmaktadır." diyordu. (: Güzel inceleme.. emeğinize sağlık
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.