Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

368 syf.
8/10 puan verdi
·
22 günde okudu
“Doğada olup biten bir şeyi kavrayamayınca doğrudan doğruya Tanrı’nın iradesine bağlamak suretiyle bildik anlamda “mucize” diye kavramlaştırmak, Spinoza’nın ifadesiyle, hem budalalıktan başka bir şey değil, hem de cehaleti kabullenmenin gülünç bir biçimidir.” Mustafa ÖZTÜRK ... Öztürk hoca, Türkiye’de en fazla “sapıktır, dinden çıkmıştır, oryantalisttir, katli vaciptir” gibi hakaretlere mazhar olan Akademisyen hocalardan. Lakin bunca hakarete rağmen, bu durumdan neredeyse hiç gocunmuyor. Çünkü; düşünmenin, üretmenin, irşad etmenin kaderinde, sapıklık ile itham edilmek; cehaletin ve kör taassubun kaderinde ise şiddet ve hakaret olduğunu çok iyi biliyor. Bu sebeple çoğu zaman başaramasada genellikle kin ve nefret duvarları ile örülerek paramparça edilmiş olan islamı, sevgi tohumlarıyla yeniden yeşertmeyi hedef ediniyor. ... Hali hazırda, bir fikre veya tespite katılmanın, şahsı taraf görmek veya göstermek için yeterli sayıldığı ve hunharca hain ilan edildiği ülkemizde, öztürk hocayı daha fazla anlatmanın sakıncalı olcağını düşünüyor ve yazıyı daha fazla uzatmıyorum. Sizler en iyisi beni daha fazla zor durumda bırakmayında kişisel geleneğim gereği 1000k üzerinde 10 üzerinden 8 vererek önerme zorunluluğu hissettiğim öztürk hocanın şu kitabını okuyun. Böylelikle, bilgi sahibi olmadan, fikir; anlamadan, hüküm sahibi olmanın zararını hep beraber idrak edelim.
Kıssaların Dili
Kıssaların DiliMustafa Öztürk · Ankara Okulu Yayınları · 2019129 okunma
··
1 artı 1'leme
·
329 görüntüleme
Fâtih okurunun profil resmi
Öztürk sürekli propogandasını yaptığı üzere hiç de sevgi pıtırcığı değil, yeri gelince açık açık küfreden (bildiğimiz manada söven) bir akademisyen hocam. Buna delil Ahmet Tahir Dayhan hocanın kendisine reddiyesi sonrası ona telefon açıp ağzına gelen küfrü savurmasıdır. Zaten kendisinin geldiği yer de güya Allah'ı memnun etmek için onun pak Rasulünü tahfifden başka bir yer değil. Salim Öğüt'ün Öztürk'ün iddialarına kitap çapında reddiyesi var, tavsiye ederim. Söylediklerinin ekserisinin de bu arada manipüle ettiği gibi geleneksel kaynaklarda hiçbir yeri yok.
1 önceki yanıtı göster
Muhammet İkbâl okurunun profil resmi
Öztürk hakkındaki düşüncelerim, bu eseri okuduğum zamana yani tam 2 yıl öncesine dayanıyor. O zamanlar bir çok fikrinin de makül olduğunu düşünmekteydim. Şuan ise bir çok fikrinin devşirme olduğunun ve lanse etmeye çalıştığı kadar tutarlı olmadığının da bilincindeyim. Hatta bireysel sohbetlerimizden kendisinin çok da sevgi pıtırcığı olmadığına yakinen şahidim. Akademinin özgür yapısını ısrarla savunduğum için dün bir arkadaş tarafından bana gönderilen bu değerlendirmeyi bir kez daha paylaşmak istedim. Bu eserin meselelere (teolojik problemlere ve özellikle kur’an ve mitoloji üzerine) kafa yoranlarca okunması gerektiğini düşünüyorum. Muazzez İlmiye Çığ’dan sonra en kapsamlı mitoloji çalışması. Muhalefet eden önce neye muhalefet ettiğini bilmeli. Akademisyenlerin yahut aydınların medya dedikodularını/magazini aşmaları gerektiğini düşünüyorum. Paylaşma amacım bu. Spinoza’nın düşüncesine gelince; evet din için en yüksek konuma “Kadir” ismi şerifini konumlandırmak elzemdir. Mutezile’nin “Adelet” merkezli Tanrı tasavvuruna karşı ben de Eş’ari’nin “Kudret” merkezli Tanrı Tasvvuruna inanıyor ve savunuyorum. Lakin yukarıdaki sözle de, Eş’arinin Tanrı tasavvurundan ziyade; bilimde, felsefede, teolojik problemlerde ilahiyatçı camianın (ehli sünnet olarak mı sınıflayayım yoksa sünni ulema mı diyeyim bilemedim) hemen “Tanrı’nın herşeye gücü yeter” diyerek meseleyi kapatmasına karşı çıkıyorum. Efgani’nin, Abduh’un, Reşit Rıza’nın dünya görüşlerinin siyasallaşması ve neo selefiliği doğurması bu durumun basit bir örneği. Medeniyeti ve dindar bilinci diriltmek için çıktıkları yolda daha da aşağı çektiler. Dolayısıyla ben yukarıdaki sözde kesin bir kaide değil, bir sitem sezinliyorum. Bir müslüman olarak “bütün olay ve olguların müsebbibinin Allah olduğunu ve muhayyilemdeki olayları dahi yaratmaya mutlak kadir” olduğuna iman ediyorum, lakin bu imanım realiteyi açıklama teşebbüsünden beni alıkoymamalı ve bu inancım beni tembelleştirip köhne bir bilince evirmemeli Fatih hocam. Biz “Allah’tır her şeyi yaratır” sözünün ardına sığındıkça, biz’in duvarlarını delen, bizin karşısında duranlar bizi mahkum etmeye devam edecekler. O sebepten yukarıdaki cümleyi bir sitem olarak algılayıp sözün mucibince daha cesur olmak, daha çok kafa yormak bizlere vaciptir diye düşünüyorum.
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.