"Hayır! Ben haremeynin hâkimi değil, hadimiyim, hizmetkârıyım. Hatip efendi, hutbeyi 'Hadimü'l-Haremeyn' şeklinde değiştiriniz."
Herkes şaşkın...
Bu engin tevazu, Harem-i Şerifte gösterilen bu derin hürmet, gözyaşlarını çağlayana döndürmüş. Herkesin içinde kabaran duygu dünyası, göz pınarlarına vurmuş. Tekbir çınlıyor kubbelerde. Sonra sessizlik...
Sessizlikte yine hatibin sesi:
"Hadimü'l-Haremeyni'ş-Şerifeyn Sultan ibn-i Sultan Selim Han!"