Deniz Bey: Yeni bir beğeni sebebiyle özetle: "Atatürk zamanında, demokrasi ve hukuk devleti için şartlar müsait değildi" yorumunuzu tekrar okudum.
“Tanzimat Fermanı” Sultan Abdülmecid zamanında, Sadrazam Mustafa Reşid Paşa tarafından hazırlanarak, 3 Kasım 1839’da Topkapı Sarayının Gülhane Bahçesinde okunup, ilan edildi.
Anayasaya dayalı meşrutî bir idare kurmak isteyen ve bu yüzden Abdülaziz ile V. Murad’ı tahttan indiren Midhat Paşa ve arkadaşlarıyla anlaşan II. Abdülhamid, 1876'da tahta çıktı.
19 Mart 1877’de meclisi II. Abdülhamid açtı ama halkın henüz demokrasi ve hukuk devletine layık olmadığını düşünerek, 14 Şubat 1878’de, yani 11 ay sonra meclisi kapattı.
Otuz yıllık kati bir diktatörlükten sonra, 24 Temmuz 1908'de II. Abdülhamid İkinci Meşrutiyet’i yeniden ilân etmek ve Meclis-i Meb‘ûsan’ı açmak zorunda kalıyor.
Fakat bu defa da İngilizler Abdülhamid’le aynı kanaate varmış olmalılar ki, Meclis-i Meb‘ûsan’ı 11 Nisan1920 Tarihinde onlar kapatıyor.
Birinci Meclis, 23 Nisan 1920'de Ankara'da toplanıyor lakin Atatürk’te II. Abdülhamid ve İngilizlerle aynı fikirde olmalı ki, 15 Nisan 1923'te Kurtuluş Savaşı’nı yapan ve cumhuriyeti kuran bu yüce meclisi dağıtıyor.
Bildiğiniz gibi, ondan sonrası günümüze kadar, yani 97 yıldır devam eden, karanlık, kirli ve kanlı bir faşizm dönemidir.
Günümüzde halkın kahir ekseriyeti ile iktidar sahipleri de, “etrafımızın düşmanlar ve tehlikelerle ile dolu olması sebebiyle” aynı II. Abdülhamid, İngilizler ve Atatürk gibi, tek adam rejiminden yanalar.
Bizim Magna Carta’mız sayılan Tanzimat Fermanı’nın üzerinden 181 yıl geçmesine rağmen, biz hâla hukuk devletini hak etmiyorsak, sizce ne zaman hak edeceğiz?