Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Sadece en yoksulların, toplum dışına atılmış ve unutulmuş olanların çaresiz kaldıklarında gittikleri o kurumda, orada, yani yoksulluğun döküntülerinin ortasında,çocuk,senin çocuğun doğdu. Ancak ölünecek bir yerdi orası, yabancı, yabancı, yabancıydı her şey, bizler, orada yatanlar da birbirimize yabancıydık, yapayalnızdık ve her birimiz ötekilere karşı nefret doluyduk, o karanlık, kloroform ve kanla, çığlıklarla ve inlemelerle tıka basa dolu olan salona bizi aynı yoksulluk ve aynı acılar fırlatıp atmıştı. Yoksulluğun aşağılanmadan, ruhsal ve bedensel utançtan yana maruz kalabileceği ne varsa hepsinin acısını orada, fahişelerin ve hastaların kader ortaklığını ortak bir bayağılığa dönüştürmeleriyle, genç erkek doktorların dudaklarında ironi ifadesi taşıyan bir gülümsemeyle savunmasız kadınların üstlerinde örtüleri sıyırıp düzmece bir bilimsel tavırla ellerken sergiledikleri sinizmleriyle, hasta bakıcıların açgözlülükleriyle fazlasıyla çektim - ah, evet, orada insanın utanması bakışlarla çarmıha gerilir ve sözcüklerle kırbaçlanır. Senden geriye yalnızca üzerinde adının yazılı olduğu tablet kalmıştır, çünkü yatakta yatan, sadece meraklı ellerin yokladığı, titreyen bir et parçasıdır, bakışların ve incelemelerin nesnesidir...
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.