Gör Beni- ismiyle müsemma-sürekli karşıma çıkan, oku beni diye bağıran kitap.Ben de hal böyle olunca okuyayım merakımdan kurtulayım dedim.
Daha önce herkesin elinde gördüğüm asla okumam dediğim fi-çi-pi üçlemesinin dizisini izleyince meraklanmış, yapmam dediğimi yapmıştım. Bu yüzden bu kitaba ön yargılarımdan arınmış olarak başladım.
Kitapta zaman Cumhuriyetin ilk yıllarında geçiyor. Yıkılmış bir devlete halen bağlı, yeniden canlandırma fikrinde olan insanlar ve verdiği kayıplara rağmen yeni devlete bağlı,yeniden küllerinden doğmaya çalışan aileler. İki farklı görüşte bu ailelerin bireyleri aynı apartmanda kesişiyor. Bu durumda bir de kitapta aşk olmalı değil mi?
Kitap Ülkü ile Selim'in imkansız aşkı üzerinde ilerlerken, Ülkü'nün kardeşlerinin okulundaki Profesör Fred sayesinde bilgi bombardımanı haline geliyor. Ben en çok bu kısımları sevdim. Sanki yazar Sapiens tarzı bir kitap yazmak istemiş fakat daha çok kişiye ulaşmak için hikayelerle harmanlamış gibi geldi. Durmadan söylediği okuyun, araştırın, falanca bilgiye şu müzeden ulaşabilirsiniz, gidin görün gibi verdiği öğütler de açıkçası çok hoşuma gitti. Yani araştırdım senin için bunları yazdım ama sen de araştır. Hiçbir bilgiye körü körüne inanma diyordu.
Kitabı biraz ordan biraz burdan diye eleştirenlere saygı duyuyorum ben de katıldım çoğu zaman ama yazarın özünde ne yapmaya çalıştığını kendimce anlamlandırabildim diye düşünüyorum. Okuduğum için pişman değilim aksine bana bir şeyler kattığı kesin.
Akilah Azra Kohen
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.