Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Günün birinde hangi suçtan, bilmiyorum, şeytanın birini cehennemden kovmuşlar." Çerevik sözünü kesti arkadaşının: "Nasıl olur be? Olur mu yani öyle şey? Şeytan cehennemden kovulur muymuş? "Ne yapalım canım? Kovmuşlar işte. Sahibinin köpeği evden kovduğu gibi basbayağı kovmuşlar... Besbelli iyi bir iş yapmak duygusuna kapılmıştır, bunun üzerine sen misin deyip kapı dışarı etmişler onu... Zavallı şeytan cehennemi öyle arar olmuş, öyle özlemiş ki, o kadar olur... Ne yapsın? Üzüsüntüsünden içkiye vermiş kendini. Hani gördüğüm o harap samanlık var ya, yamacın dibindeki, işte o samanlığa yerleşmiş. Günümüzde hiç kimse haç çıkarıp kendini sağlama almadan geçmez o samanlığın yanından. Oraya yerleştikten sonra şeytan öyle ipsiz olmuş ki, değme delikanlıya taş çıkartırmış... Sabahtan gece yarılarına dek çıkmıyormuş meyhanelerden... Her şeyi ince eleyip sık dokuyan Çerevik arkadaşının sözünü kesti gene: "Neler saçmalıyorsun be dostum? Şeytanı kim sokar meyhaneye? Allah'a şükür, ellerinde sivri tırnakları, kafasında boynuzları vardır da tanınır..." "İşin önemli yanı orası zaten: Başından kalpağı, ellerinden eldivenleri hiç eksik olmuyormuş. Kim nasıl anlayacak şeytan olduğunu?.. Eğleniyor, yiyip içiyormuş. Sonunda o duruma gelmiş ki, neyi var neyi yok hepsini içkiye vermiş bitirmiş... Meyhaneci önceleri güveniyormuş ona, sonraları güvenmemeye başlamış. İçtiği içkiye karşılık şeytan da sırtındaki kırmızı kaftanını rehin bırakmak zorunda kalmış... Soroçinets panayırında meyhane işleten bir Yahudiymiş kaftanı alan. Handiyse üçte bir değerine rehin almış onu. 'Hey Yahudi,' demiş şeytan, 'tam bir yıl sonra gelip alacağım senden kaftanımı. İyi sakla onu!' Böyle deyip, çıkmış meyhaneden, sırra kadem basmış... Meyhaneci kaftanı eline alıp incelemiş: Mirgorod'da bile bulunmaz cinsten değerli kumaştanmış! Kırmızısı öyle bir kırmızıymış ki, ateş gibi yanıyormuş. Bakmaya doyamıyormuş insan! Bir yıl beklemek zor gelmiş Yahudiye. Bir akşamüzeri adamın biri gelmiş, 'Hadi bakalım, Yahudi,' demiş, 'ver benim kaftanımı!' Yahudi önce tanıyamamış adamı, sonra dikkatli bakınca tanımış, ama tanımazlıktan gelmeyi uygun bulmuş... 'Ne kaftanından söz ediyorsun?' demiş. 'Bende kaftan maftan yok! Senin kaftanından haberim yok!' Beriki meyhanecinin yüzüne bakmış bakmış, dönmüş, çıkıp gitmiş. Meyhaneci gece meyhanesini kapamış. Paralarını ayrı ayrı sayıp sandıklarına yerleştirmiş, sonra çarşafın altına girip Yahudi usulü dua etmeye başlamış.
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.