Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Mevcûdâtı ontolojik düzlemde mülk (dünya)-misâl (hayal, berzah) ve melekût (akıl-kıyamet) âlemi şeklinde kategorize eden bazı İslam metafizikçi ve arifleri, bunun ilmî-epistemolojik karşılığını amelî (bedensel), kalbî ve aklî ilimler olarak üçlü tasnifle ele almışlardır: fıkıh, irfan ve kelam-felsefe; beyan, irfan ve burhan.  Bu üç disiplinin üçünü aynı anda deruhte edememenin olumsuz ve çoğu zaman da ölümcül sonuçlarına tüm dünyada açık bir  şekilde tanık olduğumuz zamanlardan geçmekteyiz. Şiddeti aklın ve kalbin / merhametin güdümüne teslim edememiş, sözde fıkıh temelli terör örgütleri kamera karşısında kafa kesmekte; aklı-eleştirel düşünceyi paranteze alanlar ise çoğunlukla emperyalizm ve Siyonizmin manipüle ettiği tarikat ağları içinde bir tür "şeyhim uçtu” "maneviyatçılığında”, afyonkeşlerin yaşadıklarına benzer "huzur”  deryalarında yüzmektedirler! Güya akılcı yaklaşım içerisinde olup  genelde akademi camiasında öbekleşen kürsü "ilahiyatçıları”nın  da, çoğunlukla, Firavuncu ve Karuncu Dünya Sistemi ve Küresel Sermaye ile hiçbir dertleri olmayan konformist Samirî'lere dönüştüklerinden köktenci bir adalet davası gütmeleri mümkün değildir, Öte yandan bu kişiler esasında mekanik-modernist-mealci ve '"örtük materyalist” bir "İslamî" söylemin taşıyıcısı oluşları yü zünden İslam metafiziğinin derin maneviyatının nurâniyetinden de yoksun kalmaktadırlar.  
Sayfa 7 - Önsöz yayıncılıkKitabı okuyacak
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.