Klasik Nuriye Çeleğen...
Bunu kötü manada söylemiyorum. Kendi tarzı ile edebiyat yapıyor, şiirsel bir dili var. Çok "his" li yazıyor zannımca. Bazen çok basit bir cümle bana yoğun duygular yaşatabiliyor çünkü o kısıma gelene kadar güzel süslüyor -hazırlıyor- okuyucuyu. Ben kendisinin yazım tarzını seviyorum. Eğer ki kitabın ismini bilmeden okusaydım, ilk sayfadan "Bu kitabın yazarı Nuriye Çeleğen" diye tahmin ederdim.
İşte buradan bir sıkıntı doğuyor; evet güzel, süslü, hisli, şiirsel ama ard arda okunması sıkıcı bir yazar...
Ben de uzun bir aradan sonra özlediğimi hissettiğim bir anda kitabı okumaya başladım -ki iyi ki öyle yapmışım.
Aşk-ı Sükun kaydı gitti ellerimden, uzun zamandır kitap okuyamayan ben, kısa bir sürede bitirdim.. Bazen ağladım bazen sorguladım bazen empati kurdum ama hep hayran kaldım...
Hazreti Hacer'i konu alan kitap sanki Onun dilinden dinliyormuşuz gibi bir tarzla o zamana götürüyor insanı.
O zamanın Bekke'sine
İlk Zemzem çıkışına
Kurban edilişe
Hz, Hacer'e biraz daha yaklaştırıyor kitap, her kadın Hacer'dir diyor.