Bu herkesi aşağılayan, halden anlamayan, perdenin kumaşından sadece üç tane elbise çıktığı için kendisine elbise kalmadığını düşünmeyecek kadar bencil, etrafındakileri aşağıya ittirerek kendini yukarıda tutan kadın, üzerindeki ipekli elbisesine , elindeki kuş tüyü yelpazesine, kulaklarına, boynuna, parmaklarına dizdiği pırlantalara rağmen nasıl da ilkeldi.
İlkellik şekilde değildi ki.
İlkellik ehlileştirilmemiş ihtiyaçlarımızın bizleri ele geçirmesiyle başlayan, hissettiğimiz eksikliği diğerlerinin fazlalığında bulan, kıyaslarla yargılayan, şekille sınırlar koyan bir haldi ve bu kadın o halin nadide örneğiydi.