Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

211 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Okudum Bitti.... Demian...Emil Sınclaır'in Gençliğinin Öyküsü... Herman Hesse' nin okuduğum bu ikinci kitabı. Okuduğuma asla pişman olmayacağım eserlerden biri olarak çıktı karşıma.On, onbir yaşlarında bir çocuğun kendini bulma, sıradanlıktan sıyrılma isteği ve arayışlarının anlatıldığı bir kitap.Hristiyan dindar bir aile ve iki kardeş bakımından Emil Sınclaır'in hayatı Herman Hesse'nin ki ile paralellik gösterir. Kitap kendi hayatından mı bahseder bilemeyiz ama bu buhranlı küçük çocuk kendi kaybolmuşluğunda bizi alıp götürüyor bilmediğimiz bir yerlere. Kendi sakin sıcak aile ortamında mutlu mesut yaşarken Sınclaır dışarıdaki karmaşık kötücül dünyanın da farkına varıyor bir şekilde. Bu iki zıt dünya arasında ilişki kuramayan küçük çocuğun her iki dünyanın da tek bir tanrıya ait olamayacağı gibi fikir tohumları ekiliyor zihnine. Bir yetişkin ve aynı zamanda bir ebeveyn olarak kendi adıma çocuk yetiştirirken onu tüm kötülüklerden muhafaza etmeye çalışmanın, ona tümüyle steril bir ortam sunmanın getirebileceği olumsuz etkiler bakımından da fikir sahibi oldum diyebilirim. Sınclaır'ın hayatı arkadaş grubu içerisinde kendisine yer edinmeye çalışırken söyleyiverdiği bir yalan ve bunun üzrine ettiği yeminle bir kaosa sürüklenir.Onu bu kaosdan yeni tanıştığı okuldan arkadaşı olan Demian kurtarır ve böylelikle Demian Sinlaır'ın hayattındaki yerini alır. Sınclaır bunalımlı bir çocuktur sürekli yalnızlaşır ve iç dünyasına kapanır.Demian'ın da ona ulaşması kolay olmayacaktır. Bu hikayedeki Demian'ı pek sevdiğimi söyleyemeceğim.İlk olarak Habil-Kabil kıssasında ters düştük kendisiyle...Şimdi burada yazar ne anlatıyor siz ne yorumluyorsunuz diyenler çıkabilir herkes kendi bilgi ve kültür zenginliği ölçüsünde anlam yüklüyor eserlere...Benim payıma da bunlar düştü. Sinclaır kendini arama yolculuğuna devam ediyor lise ve üniversite eğitimi dönemlerinde farklı tecrübeleri ve hayatına giren farklı kimliklerle... Alkol batağına saplanıyor kaçışda arıyor huzuru nafile... Sonra Beatris adını taktığı hiç tanımadığı bir kıza duyduğu ilgi ile yolunu bulmaya çalışıyor. Kilisenin önünden geçerken duyduğu müzik sayesinde tanıştığı Pistorius giriyor hayatına onunla yaptığı sohetler de elbet bir şeyler katıyor Sınclaır'a... Durmuyor aramaya devam ediyor Sınclaır...Ara ara hayatına girmeye devam ediyor Demian.Ona ulaşmaya onu kendi safhına çekmeye çalışıyor.Demian ile annesi gizemli iki karakter olarak çıkıyor karşımıza.Neye inandıkları konusunda etraflarının hep bir şüphesi var. Burada şu şekilde araya girmek istiyorum.Kitapta bahsedilen karakterler Demian olsun, Sınclaır olsun yahut Pistorius olsun hep bir arayış içindeler.İnandıkları şeye saygılarını kaybettiklerinde inanacak başka bir şey bulmaya çalışıyorlar.İnsanın inanmaya ihtiyacı vardır çünkü inanmak bir zayıflık değil mecburiyettir.Kaldı ki hiçbir şeye inanmamak da bir inanıştır. Sınclaır Demian'ın annesiyle tanışır ve hayatının odak noktasını bulur.Hep kafasında canlandırdığı hayali ile hayata tutunduğu kim olduğunu bir türlü kestiremediği kişinin Bayan Eva olduğunu anlar. Boşlukta gezinen ruhların hayatta kalma mücadelesinde buldukları her dala nasılda sarıldıklarını gördüm ben bu kitapta. Bayan Eva'nın Sınclaır'a anlattığı bir masalda isimlerden bahsetmesede ben Leyla ile Mecnun olarak anladım.Bir gencin bir kızı delice sevdiğinden onun aşkıyla yanıp kül olduğundan tüm dünyayı ve içindeki tüm duyguları bu aşkın yakıp kül ettiğinde kadının bu adama geldiğinden bahsediyordu...Leyla da Mecnun'a geldiğinde "işte bak ben geldim " dediğinde Mecnun " Neyleyim Leyla'yı ben baştan başa Leyla olmuşum" demişti.Mecnun Leyla'yı severek kendini bulmuştu. "Delikanlı sevmiş ve sevgide kendini bulmuş.Oysa çokları sever ve kendilerini yitirir." Diye bitiriyor masalı Bayan Eva ve bu sözleri ile Sınclaır'a ders veriyor adeta. "Sevgi kendi içinde bir kesinliğe, bir olgunluğa ulaşacak gücü barındırabilmelidir.İşte o zaman çekilmekten kurtulur, kendisine doğru çeker karşısındakini.Oysa sizin sevginiz Sınclaır benim tarafımdan çekilmekte.Günün birinde beni kendisine çekecek gücü gösterdiğinde, gelirim o zaman.Armağanlar vermek istemem ben, ele geçirilmek isterim."Bu sözlerle Bayan Eva'ya hayran kalmamak elde değil. Sınclaır'ın hikayesini böyle anlatmış Hesse.Peki Sınclaır aradığını bulmuş mudur? Bilmiyoruz.Bana kalırsa aramaya devam etmiştir.Hesse'nin yazdıklarında anlattığı şey aslolan şeyin aramak olduğu durup bir köşede tamam ben buldum deyip kabullenmenin zavallılık ve sıradanlık olduğudur benim nazarımda.... Söyleyebileceğim bir şey varsa o da Herman Hesse okumadan ölmeyin...
Demian
DemianHermann Hesse · Can Yayınları · 20215,2bin okunma
··
321 görüntüleme
caygorenn okurunun profil resmi
ne güzel yorumlamışsınız,gerçekten bravo 👏🏻
FatmaYıldız okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 🙏.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.