Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Nobel armağanı söylevinden bir bölüm
Doğrusu, usun her yaratısı, sözcüğün gerçek anlamıyla, 《şiirsel》dir ilkönce; ve duyusal, tinsel biçimlerin eşdeğerliliği içinde, bilginin ve ozanın girişimi için yapılan işlem başlangıçta aynı işlemdir. Yargılayıcı düşünce ile şiirin eksiltili söyleyişinden hangisi daha ileri gidecek, çok daha ileri? Biri bilimin araçlarıyla, öbürü yalnız sezginin şimşek gibi çakan parıltısıyla donanmış iki körün, bu iki doğuştan körün el yordamıyla ilerlediği şu evrensel ilk geceden kim daha önce kurtulacak, yanıp sönen ışıklarla daha bir yüklü? Yanıtın önemi yok. Ortak bir giz bu. Ve genel şiir anlayışının büyük serüveni çağdaş bilimin acması geçitlerinden hiç de aşağı kalmıyor. Gökbilimciler gitgide genişleyip yayılan bir evren kuramı karşısında şaşkına döndüler; İnsan denen evrenin tinsel sonsuzluğundaki yayılmaysa daha az değil. Bilim sınırlarını ne denli uzaklara götürürse götürsün, bu sınırların bütün geniş yayı üzerinde ozanın av sürüsünün koşuşma sesleri duyulacaktır yine de. Çünkü şiir, dendiği gibi, 《kesin gerçek》 değilse bile, şiirdeki gerçeğin kendi kendisini arar göründüğü bu en uç ortaklık sınırında, onun en yakın isteği, en yakın kaygısıdır.
·
37 görüntüleme
Berf okurunun profil resmi
Ozanın kilden lambası, nükleer güç karşısında, amacına yetecek midir? - Evet, insanoğlu kili anımsarsa. Ve, ozan için, çağının kötü bilinci olmak yeter.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.