Bu nasıl bir tahlil gücüdür allahımmm? Sadece 7 saatlik bir yol hikayesi aslında, biter mi bu kitap böyle diye diye bitti. 70li yıllar, Almanya’da işçi olan Bayram’ın Kapıkule’den başlayıp memleketi Ballıhisar’a gidişine kadarki süreç bir günün yarısıdır toplasan ancak tüm roman, tüm 308 sayfa bundan ibaret. Mi acaba ?? Yolda karakterin başına gelenler ve pek çok geriye dönüşlerle(flashbacklerle) hem döneme dair, toplumsal/siyasal olaylara dair hem de karaktere dair fikir sahibi oluyorsunuz. Hatta o kadar iyi tanıyorsunuz ki Bayram’ı artık neye nasıl tepki vereceğini anlar hale geliyorsunuz. Bazı bazı ‘yuh artık be Bayram vallahi saçlarımı yolucam abartıyorsun he sen de artık’ diyesiniz geliyor. Bazı bazı, diğer insanların Bayram’a yaptığı gibi siz de gülüyorsunuz söylediklerine. Araba sahibi olmanın bir saygınlık olduğunu düşünüyor Bayram ve dişiyle tırnağıyla derler ya öyle alıyor Balkız dediği bal rengi Mercedes’ini. Onun her şeyi bu araba. Bayram’ı “Bayram Bey” yapacak olan şey bu. Kabul gördürecek, vay be diyecek insanlar. Havasını atacak bi güzel köydekilere. Ah be Bayram. Yordun ama değdi. Ben çok severim yolda olmayı insan en iyi yolda düşünür sen biraz geç kaldın ama öğrendin, yol sana da öğretti kendinle yüzleşmeyi.