Modernliğin tarihi, gerçekliğin merceklerden ve pencerelerden süzülerek elde edilmesi ile kaim. Mercekler giderek insan gözünün ve görme işlevinin yerini alıyor; bilgisayar klavyeleri ve sesli mesajlar ise iletişimin. Algı ve ifade bedenden azat oluyor. Böylece şeylerin yakınlığı bize dokunmuyor. başka bir insana, bir kuş sesine, sabah güneşine değemiyoruz. Hız, tabiata içkin olan güzelliği görmemizi engelliyor. Bedenlerimiz bu hıza programlı olmadığından ağır ağır çözünmeye başlıyor. Hıza dönük hayat tarzlarımızdan kaynaklanan bedensel ve ruhsal hastalıklarda patlama yaşanıyor.