Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Hayvan kurbanını yakaladığı zaman oracıkta parçalıyor, kendi karnını, belki yavrularının karnını tıka basa doyurduktan sonra, gövdenin artan parçasını akbabalara, çakallara kaptırmadıysa eğer bir ağacın tepesine ya da eşelediği bir toprağın içine gömerse kendini şanslı hissediyor. Örneğin aslan, karnı doymuş miskin miskin güneşlenirken, yanı başından hem de sürüyle geçen geyiği, zebrayı, karacayı bırakın, üzerine konan sineklere bile ilişmiyor. Oysa insanın derin dondurucusu var. Öldürüyor, yoluyor, yüzüyor, kesiyor, parçalıyor, kıyma yapıyor, paketliyor ardından da derin dondurucuya atıyor. Büyük bir açgözlülükle karnı tok da olsa öldürmekten geri durmuyor. Bir gün gelip tüketilmek üzere dolapları ağzına kadar dolduruyor, rafları işgal ediyor, sanki hemen yarın kıtlık baş gösterecekmiş gibi market arabalarını tepeleme dolduruyor, satın aldıklarını kilerine, buzdolabına tıka basa istifliyor. Üstelik ihtiyacının kaç katını depoladığının çoğu kez farkına bile varmıyor… Tıpkı yiyecekleri üst üste dizerken dünyanın bir köşesinde açlıktan karnı sırtına yapışmış insanların varlığının farkına varmadığı gibi…
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.