Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

192 syf.
1/10 puan verdi
Çay edebiyatı
YouTube kanalımda bu tür ölmeden önce okunması gereken değil okumadan önce ölünmesi gereken çay edebiyatı kitapları için içerikler hazırlıyorum: ytbe.one/xHTvIh7z7ws Çay var, İçersen, İnceleme var, Okursan... Oğuz Aktürk Evet arkadaşlar, gördüğünüz gibi artık ben de kitap çıkarabilecek yetkinliğe ulaşmış görünüyorum. Şu an çay-kahve-meşrubat edebiyatı içeren bir kitap yazıp her dizeyi iki kelimeyle sınırlandırsam, bizzat yaşamadığım halde satırların içine biraz tasavvuf sosu katsam ve sayfaları ormanlarımızın ağlayacağı bir şekilde sadece 5-6 kelime ile doldursam, beni de Çağdaş Türk Edebiyatı başlığı altında çok satanlarda muhtemelen görürsünüz. Binlerce kişi tarafından okunmuş ve 261 kişi tarafından 10 puan verilmiş bu kitabın içinde neler yazıyor hadi hep beraber bakalım... İncelemeyi okurken yanınızdan çay paketlerini, semaverleri ve semazenleri eksik etmezseniz sizin için daha verimli bir süreç olacağını düşünüyorum. Yazarın sayfasında yazarı tanıtıcı olarak şu cümleler yazıyor: "Küçük yaşlardan beri tasavvufa ve şiire yatkınlığı olup şiir, yağmur ve çay aşığıdır. Bu nedenle yazarın ilk kitabı “Elif Gibi Sevmek” tasavvuf ve şiirin bütünleşmesiyle ortaya çıkmış bir eserdir." Evet, ne kadar mükemmel değil mi? Siz, şiir, yağmur ve çay aşığı olabildiniz mi? Siz tasavvufu hiç yaşamayıp tasavvufla yatıp kalkan, kitaplarına tasavvufu süslü bir şekilde koyup bunun üstünden para kazanmaya çalışan, Türk mutasavvıflarının tarihini kaleme alan Fuad Köprülü'nün bu eseri tasavvufu yaşamadan kaleme aldığı için eleştirilmesine rağmen Hikmet Anıl Öztekin gibi birisi olmak nedir bilir misiniz? Eğer tasavvuf kültürünü Mevlana, İbn Arabî, Abdülkadir Geylani gibi isimlerden değil de Elif Şafak, Hikmet Anıl Öztekin ve Hakan Mengüç gibi isimlerden öğrenmeye çalışıyorsan Allah sana akıl fikir versin kanka, bence sen bu incelemenin buradan sonrasını okuma. Evet, O zaman, Muhteşem, İncelememe, Devam ediyorum... "Kendi çayını kendi demleyen, dostlara selam olsun..." (s. 17) Evet, 17. sayfada yazan bu muhteşem cümleleri okuduktan sonra kendi varlığımı sorguladım diyebilirim. Eğer yazara göre kendi çayımı kendim demlemiyorsam bana selam olmuyor. Yani çayımı annem, babam ya da arkadaşım demliyorsa sanırım ki selamsız sabahsız biri haline geliyorum maalesef. Gördüğünüz gibi sadece tek bir alıntı üzerinden ne kadar kafa patlattım. Bu yüzden gerçekten de çok kafa dağıtan bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Hikmet Anıl Öztekin adlı keskin nişancının uzak mesafeden bana sıktığı nitelikli edebiyat kurşunlarından nasıl kaçacağımı inanın hiç bilmiyorum. "İlk kez gitmiştik, Kız Kulesi'nde, "Beni ne kadar seviyorsun?" diye sordu, sustum, konuşamadım, dünyada sevgimi anlatacak kadar çay yoktu..." (s. 22) İnsanların sevgililerinden neden ayrıldıkları ve çay mühendisliği konusu üzerine yüksek lisans yapmış olan filozof Hikmet Anıl Öztekin'in bu satırlarda anlatmaya çalıştığı şey gerçekten de çok derin. Hatta bu satırlar hakkında bir şey deme çabası yerine neden bu satırlara dair tiyatral performansımı izlemeyesiniz ki? Buyrun: instagram.com/p/Byk872TFOvf "Bardağın arkasında gözlerini görebilmek için neler vermezdim. Sen varken çayı açık içerdim gözlerini göreyim diye, sen gittin zehir gibi bir çay boğazımda, gözlerinin karşımda olmadığını görmeyeyim diye." (s. 23) Muhtemelen bu tezatlık içeren bağlantıları tam olarak algılayabilmek için Sokrates, Platon, Nietzsche, Hegel, Husserl, Schopenhauer, Kierkegaard, Sartre ve Kant gibi filozofların bütün kitaplarını okumuş olmak ve günde 5 vakit çay içiyor olmak gerekiyor. Çünkü sevgilinizin gözlerini semaverin içinde kaynatınca, muhafazakarlığın ve İslam bağlılığının ölçüsünü çay ile sağlayınca, hatta birazdan örnek vereceğim gibi sayfalarda sadece birkaç kelime yazacak şekilde bir kitap yazınca ormanlar da çok mutlu oluyor kardeşim. "Öyle bekledik işte; geleceğinden mi sanki, sevdamızdan..." (s. 35) Bu alıntıyı tam olarak anlayabilmeniz için, ibb.co/BBk4Dqw bu fotoğrafa bakmanız gerekiyor. Çünkü çay bardağındaki çayın azalışıyla senkron bir şekilde giden satırlar, bir sağa bir sola yazılıp deprem efekti verilmişcesine dizeler benim bütün paramı Hikmet Anıl Öztekin kitaplarına yatırmamı talep ediyor. Çünkü neden olmasındı? "İstanbul bana, ben sana sırılsıklam..." (s. 73) "Yaşama dair..." (s. 129) Hani Kaz Dağları'ndaki ağaç kıyımını boykot ediyoruz ya, bir sayfaya sadece 5 ve 2 kelimelik bir cümle yazıp geçen ve bütün ağaçların herhangi bir Hikmet Anıl Öztekin kitabı sayfalarına dönüşmek için yanıp tutuştuğu bu edebiyat dahisini henüz okumamış olmanıza gerçekten anlam veremiyorum. Hölderlin, Rilke, Puşkin, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Arkadaş Zekai Özger gibi şairlerde bu tür özgün satırlara rastlayabildiyseniz lütfen beni uyarınız. "Çay sensiz demsiz, Ben sensiz, nefessiz..." (s. 121) Bu dizelerdeki kelimeleri autotune ve 1 adet mixer ile karıştırırsanız bence siz de çok izlenen bir Rap şarkısına sahip olup edebiyatın Ben Fero'su haline gelebilirsiniz: çay demsiz nefessiz ben sessiz sensiz çay densiz sessiz ben nefessiz nefssiz çay nefessiz sensiz ben densiz demsiz çay nefssiz densiz ben sensiz sessiz ... Gördüğünüz gibi sınırsız sayıda çay içeren dize kombinasyonu hilesini aktive etmiş bir Cyborg ile karşı karşıyayız. Gördüğünüz gibi arkadaşlar, çay artık plütonyum kadar tehlikeli bir madde haline gelmiş. Sevgiyi anlatmak için kullanılan çaylar, semazenlerin dönüş enerjisini karşılamak için kullanılan çay makineleri, Çocuklar Duymasın dizisindeki Hüseyin'in bile çay üzerinden bu kadar prim yapmadığı çaysı dizeler... Anlayamazsınız! Eğer siz de başkası adına utanmak ve boğazınızdan geçen çay demlerinize sosyal medya soslu tasavvuf edebiyatı katmak isterseniz, yukarıda linki olan videoyu izleyip daha çok eğlenebilirsiniz. Çünkü neden olmasın?
Elif Gibi Sevmek 1
Elif Gibi Sevmek 1Hikmet Anıl Öztekin · Hayy Kitap · 201713,5bin okunma
··1 alıntı·
1 artı 1'leme
·
9,2bin görüntüleme
İclâl okurunun profil resmi
Özür dilerim ama bu tip kitap yorumlarını prim kasmak için Şeyma Subaşı'nın kitabına yarım saatlik video çeken Cüneyt Özdemir'e benzetiyorum. Bence kitaplarla ve edebiyatla ilgilenen bir kişi bu tip kitapların içeriğini de ne anlattığına da gayet aşinadır değilse bile almadan önce bir göz atmakla anlar. O nedenle bu tip kitapların içeriğini bu şekilde bir üslupla ifade etmenin hitap ettiğiniz kitlede çok bir fark yaratacağını da düşünmüyorum. Daha çok benzer düşüncelere sahip kişilerle toplu linç etme girişimi gibi geliyor. Yanlış anlaşılmak da istemem bundan önce okuduğum Simyacı ve Doğu'nun Limanları eleştirilerinizi katıldığım katılmadığım noktalar olmakla birlikte faydalı bulmuştum. Ama dediğim gibi bu tip sayfaları twitlere malzeme olmuş koca puntolu 'çok satanlar' kitaplarını eleştirmek en azından bu şekilde eleştirmek bahsettiğiniz amaca uygun gözükmüyor benim gözümde. Tabii ki sonuçta herkesin kendi fikri ben sadece düşüncemi belirtmek istedim, iyi günler dilerim
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Yorumunuz için teşekkür ederim. Açıkçası 1000kitap içerisinde kitabın içine girdiğinizde kitap hakkında doğru dürüst bilgi alabileceğiniz pek inceleme var gibime gelmedi, ben de Google’dan gelip bu kitabı okumayı düşünen arkadaşlar için nasıl bir şey ile karşılacakları konusunda uyarılarda bulunmak istedim. Ayrıca 2 gün sonra YouTube’a bu kitap ile ilgili bir video yükleyeceğim için burada incelemesini bir şekilde yapmam gerekiyordu. Tabii bu da o videonun izlenmesi için, kanalın amacını ise tekrar tekrar hatırlatmaya gerek duymuyorum. Bence bu yorum da bir şekilde insanlarda bilinç uyanmasına sebep olacaktır, ayrıca eleştiri üslubu herkesin kendisine özeldir doğal olarak. İncelemenin küfür ve hakaret içermediği sürece her türlü yazılabileceği taraftarıyım. :) Görüşlerinizi belirttiğiniz için teşekkür ediyorum. İyi günler...
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Bu incelemeyi "Rencide edici cümleler" diye şikayet eden arkadaşın kafasından istiyorum :D sırf onun hatrına tekrar paylaşıyorum.
Sıla Erdem okurunun profil resmi
Şimdiye kadar bir çok kitap okudum. Okumayı öğrendiğim andan beri okuyorum.Her dalda kitaplar okudum.Ve bu incelemenizi okuduktan sonra Hikmet abimize daha çok bağlandım.Boyle yorumlar incelemeler vesaire şeyler gördükçe neden bunları okuduğumu yada neden tasavvufa yöneldiğimi daha iyi anlıyorum.Kimse kimseyi sevmek zorunda değil.Ama herkes herkese saygı duymak zorundadır.Sen buraya incelemeni bırakmışsın saygı duyuyoruz bu görüşüne öte taraftan Hikmet abimiz de ortaya bir eser koymuş bence gayette kaliteli bir eser bu kitap serisi hepsini okuyunca eksikleri tamamlayıp mantıklı gelir.Adamın bir kitabını okuyupta başarısız diyemezsin.Seriyi okuyup yorumlasan neyse...Neyse mizah acısıyla yazmışsın bu incelemeyi bence seriden bile haberin yoktu:)Saygı duyalım.Sevmeyenlerin olduğu kadar seven kitlesinde var.iyi günler
Turhan Yıldırım okurunun profil resmi
Kalemine ve mizahına sağlık Oğuz. İncelemede yazdıkların, kitaptakilerden daha edebi ve nitelikli diye düşünüyorum. Gerçi suç bizde bence. Türk Edebiyatında böyle nitelikli, böyle harikulade kitaplar yazan yazarlar varken biz gidip Oğuz Atay, Yusuf Atılgan... gibi beyin yaktıran yazarların kitaplarını okuyoruz. Ben de yakında kitap yazmayı düşünüyorum: "Hikmetinden Sual Olunmaz Autotune Sözler"
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Ve
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
ile tartışacağımız bir dahaki ayın kitabı belli olmuş oldu böylelikle.
Heat okurunun profil resmi
Yorumunu okudum kimi eleştirilerini haklı buldum, kitaptan alıntı yaptığın cümleler komik geldi gercekten ama bir yandan da buna benzer alıntıları bazı ünlü yazarlardan da yapsak komik ve gelecek ifadeler yakalariz. Ama ünlü bir insanda basit cümleler son derece karizma basit bir insanın harika cümleleri ise pek begenilmez, insanlar cümleden çok kimin söylediğine bakar... Video tarzı komik eleştirilerini işin aslı pek komik bulamadım. Bence yazilarinla yapsan daha iyi. Yazarların tasavvuftan bahsetmelerini para için yapıyorlar eleştirine haklı bulmuyorum, olanlar elbet olabilir her konu da insanların bir şeyler yazdığı bir dunyada tasavvuf konusunda araştırma yapmış velev ki para kazanma niyetiyle de olsa yazması da ne sakınca var. Balzac Tolstoy gibi yazarlar bir çok alanda eserlerinde yer vermişlerdir. Örneğin Savas ve Barış kitabı Tarih, Sosyoloji, Psikoloji gibi bir çok alan içermektedir..... Ama tabi ki o yazılar okunarak mutasavvuf olunmaz. Hakan Gunday tarzı çok iddialı cümleler kurup içi boş felsefelerin pek elestirilmedigi bir ortamda yalnız bu adamın elestirilmesini doğru bulmuyorum...
H. okurunun profil resmi
Ne güldüm ama, harikaydı inceleme! Hele ki şu kısa video ve sonunda bir paket çayı kucaklaman. Çay sevmezdim ama daha bir nefret edesim geldi. Ve şu çay edebiyatında ne var bilmiyorum. Hele ki çayı seven iyi insandır vs. Saçma saçma! Videoyu da bekliyorum bu arada. :)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Videoda anlatmadıklarımı burada yazdım, burada yazmadıklarımı videoda eleştirdim. İlginç bir birleşim oldu, işte Hikmet, Anıl, Öztekin etkisi. 🤭
Kahveli Kitap okurunun profil resmi
Kitabı geçtim herhangi bir yazı okurken bile yazım yanlışına dikkat ederim; de’yi ayrı yazmamışsa ya da kendince ayrı yazıp “te” olarak yazmışsa yazıdan ve yazandan anında soğurum mesela. İncelemenizi okudum; yazım tarzınız zaten sizin hakkınızda olumlu bir izlenim veriyordu, yorumları da okudum ve sizi eleştirenlerin yaptığı yazım hatalarını gördüm... Gerisini kelimelere dökmek istemiyorum anladığınıza eminim. Eleştirinize sonuna kadar katılıyorum.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Anlaşılmak oldukça güzel, ben de sizin gibi yazım kurallarına dikkat ederek yazarım incelemelerimi genelde. Daha derli toplu olduğunu düşünüyorum o şekilde. Değerli yorumlarınız ve vaktinizden ayırmanız için çok teşekkürler.
cessie balık okurunun profil resmi
Ahahaha büyük beğeni ile okudum incelemenizi. Okumadığım, okumaya niyetlenmediğim bir kitaptı, haklılığım kanıtlanmış oldu.
Hypatia okurunun profil resmi
Ben de bu kitabı çok satanlar listesinde olduğu için alıp okumuştum, söylediklerine canı gönülden katılıyorum. Çok tercih edilenin her zaman iyi olmayacağını da bir kez daha gözler önüne seriyor , kendi fikrim bu :)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Maalesef manipüle edilmeye çok yatkın mizaçlarımız var ve herhangi bir şeyin en çok satanlar listesinde olup bize dikte edilmesinin muhakkak etkisi oluyor. Üzücü ama evet.
nuray okurunun profil resmi
Bence okumadan önce bol bol yorumlarını gördünüz ve eleştirmek için okudunuz. Öyle bir özgüven ile yorum girmişsiniz ki şaşırarak okudum. (Kitaptan ve bu tarz kitaplardan hoşlanmıyorum sadece yorumunuza bir görüşümdür)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Aslında kitabın içeriği hakkında neredeyse hiçbir bilgim yoktu ama binlerce okunması karşısında bir bakayım ben de dedim, yani hiçbir kitabı eleştirmek için eleştirmem. :) İnsanların nitelikli kitaplara yönlenebilmesi ve bilinçli okumalar yapabilmesi için savaşıyorum. Ama tabii ki yorumuma karşı olan görüşünüze de saygı duyuyorum. Sonuçta siz de kendi görüşünüzü belirtmiş oldunuz, sevgilerimle...
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.