”Okumadan geçemediğim için okuyorum, sıkılsam da okuyorum. Düşünmek için okuyorum, hayran olmak için okuyorum, eğlenmek için okuyorum. Okuyup yoruluyorum. Dinlenmek için de gene okuyorum.”
Hallac-ı Mansur ve onun yıllardır tartışılan “ene’l Hak” demesinin açıklamasını bir de bu kitaptan okudum. Kitaba göre böyle demesinin nedeni Allah’ın varlığını bilmesidir; Mevlânâ, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ondan etkilenen âlimlerdir. Ebu Hanife gibi fıkıh âlimleri yargılanmasını istemiyor fakat maalesef işkenceyle öldürülüyor.
Sicilyalı asilzade Dom Pedro’nun Adraste’ın Türk kölesi Ali’nin oyununa gelmesi anlatılıyor. Yine iki sevgilinin kavuşma çabaları ve oynadıkları oyunlar vardı. Moliere kitapları birbirine çok benziyor.
Gayet akıcı ve heyecanlı iki güzel öyküden oluşuyor. Bir Zanaatla Beklenmedik Karşılaşma öyküsünde Paris’te kentin kalabalığını izlerken gördüğü insanlar hakkında yorumlar yapan adamın hırpani görünüşlü bir adamı dedektif olarak tahmin etmesinin sonucunu, Prater’de İlkbahar’da öyküsünde ise eskilerden kalma bir kıyafetle dışarı çıkan Lizzie’nin yaşadığı özgürlük duygusunun mutluluğunu okuyoruz.
Gerçekten zavallı bir çocuk hikayesi… On dört yaşındaki Şefika ile on dokuz yaşındaki Ata arasındaki aşka ailelerin müdahil olmasıyla gençlerin vardığı sonu anlatıyor. Aşkın ön plana çıkarıldığı Türk filmi tadında bir kitap. Bana pek hitap etmedi ama aşkı hayatının merkezine koyanlar için daha manalı bir kitap olabilir.
Zavallı ÇocukNamık Kemal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20212,787 okunma
İçerisinde çok hoş bilgiler olan, kızımla birlikte eğlenerek okuyup çok sevdiğim bir kitaptı. Yeryüzünde yaşayan en büyük hayvan, gözleri insan kafası büyüklüğünde olan hayvan, mercanlar, deniz canlıları, deniz altları, çalışanları ve dahası çok güzel resimlerle birlikte eğlenceli bir şekilde anlatılmıştı.
OkyanuslarEmma Helbrough · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201718 okunma
Moliere “kıral” acele bir oyun istediği için yazıyor, oyuncular hazırlanmamış; kitapta onların arasındaki konuşmalar/tartışmalar var. Yazar bir nevi kendine yapılan tenkitlere cevap veriyor. Bu cevabın en öz ifadesi de yirminci sayfada: “Çizdiği şahsiyetlerle muayyen kimseleri kastettiğini sanmalarından sıkıldığı kadar hiçbir şeyden sıkılmadığını söylüyor.”
Yazarın Tolstoy’la geçirdiği zamanda yazdıkları ve ölümünü duyduğunda ona yazdığı mektuptan oluşuyor. Tolstoy’un Tanrı arayışı, Dostoyevski eleştirisi, Çehov’u övmesi gibi konuları içeren kitap
hızlıca okunuyor. Özellikle Tolstoy okuyanların ve sevenlerin ilgisini çekecektir.
Yazar eserini hem eleştirmiş hem de savunmuş. Savunduğunu aynı zamanda eleştirmesi dikkat çekiciydi. Kadınlar Mektebi eserini müstehcen bulan birine nedenini sorduklarında cevap verememesini, Yunanca konuşarak bilgiç görünmeye çalışan birini eleştirmesi de güzeldi. Yazarı ve eserini hatta eserlerini bilen birinin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Gri-Kahverengi-Kurşuni İşçi’nin kendi aralarında konuşmaları var. Bir de Beyaz Usta var. Su yerine kan olan put yapımevleri, sorgulamalar, insanların tartışarak, sorgulayarak Tanrı’ya ulaşma isteği ve bol betimlemelerle dolu bir kitap.
Put YapımevleriNuri Pakdil · Edebiyat Dergisi Yayınları · 2014193 okunma
Hayata tersten başladığınızı düşündünüz mü hiç? Doğduğunuzda bir günlük değil de yetmiş senelik olduğunuzu mesela? İşte Benjamin Button tuhaf hikayesinde bunun nasıl bir durum olduğunu anlatıyor. Ölüme doğru adım adım gitmek ama aslında gittiğinin bir başlangıç(!) olduğunu bilmek? Konu o kadar orjinal ki çok daha uzun bir kitapta da başarıyla işlenebilirdi. Kısa ama manası derin, hemen biten çok güzel ve farklı bir kitaptı.
Levayih-i hayat, hayatın anlamı demek. Kitap mutlu bir evliliği olan, şiddet gören, tek düşüncesi çocukları olan, aldatılan kadınların/arkadaşların birbirine yazdığı mektuplardan (toplam altı mektup) oluşuyor, mektuplarda evlilik ve mutluluk sorgulaması yapılıyor.
Levayih-i HayatFatma Aliye Hanım · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20203,723 okunma