Roke Tepesi, ay henüz doğmadığı için, yaz gecesinin karanlığına doğru tır manıyordu. Birçok mucizenin yaratılmış olduğu bu tepenin varlığı, tıpkı et raflarındaki hava gibi ağırdı. Tepeye yaklaştıkça, bu tepenin köklerinin nasıl derinlere, hatta denizden bile derindeki, dünyanın çekirdeğindeki eski, kör ve gizli ateşlere kadar indiğini düşündüler. Doğudaki bayırda durdular. Tepenin doruğunda, üstlerinde, siyah otların üzerinde yıldızlar asılı duruyordu. Hiç rüzgar esmiyordu.