Uzun zamandır Tv izlemiyordum. Bu sabah haberler denk geldi, baktım. Yurt dışından “çöp” ithal ediyormuşuz. Kendi çöpümüzü bile ayrıştıramıyoruz. Kaç sene önce başladı plastik, cam, kağıt atık ayrı toplanma uygulaması. Bir projeden beklenen sonuç alınmıyorsa, yeteri kadar bilgilendirilmediğinden, farkındalık oluşmadığındandır. Halktan alınan paralar fazla gelecek ki bilinçlendirmeyi artırmak yerine parasını verip dışarıdan alıyorlar. Ülkemizde her şeye “geçici” çözümler bulunuyor, temeli düzeltmeye, değiştirmeye çalışan yok. Artık yerimizde de saymıyor, geriliyoruz. Tüketim toplumu haline getirildik. Üretemiyoruz. Çöpümüzü dahi değerlendiremiyoruz.. Üzülüyorum gerçekten çok üzülüyorum. Gelişmek için bireysel olarak ne yapmamız lazım bunu düşünüyorum. Lütfen siz de düşünün. Bu ülke hepimizin ve böyle yönetilmeyi hiç hak etmiyoruz!
·
7 görüntüleme
Dediklerinize katılıyorum ama son cümle hariç. Böyle yönetilmeyi hakediyoruz! Çünkü böyle yönetilmek, yönetenlerin suçu değil, tamamen bizim suçumuz. Hakettiğimiz gibi yönetiliyoruz.
Sorunun tek gerçek yanı "bilinç'tir" ve bizde sonuna kadar bilinçsiz bir toplumuz.
Mona Sahlin ve Toblerone yolsuzluk davasını duymuşsunuzdur. Bu hanım abla havaalanında devletin verdiği kredi kartından bir tane Toblerone çikolata almak zorunda kalmış ve yanlış kredi kartını kullandığını fark edince ise ertesi gün çekilen parayı aynen karta iade etmiştir. Ancak devlet bunu uygun görmemiş ve nasıl böyle bir şey yaparsın diye dava açmıştır.
İsveç belediye başkanlarından bir tanesi uçakla bir yere katılacaktır ve yanında çocuğunu da götürmek zorunda kalmıştır. Bu hadise duyulur ve kamuoyuyu meşgul etmeye başlar. Çocuk kendi parasıyla mı uçtu yoksa devlet kasasından mı? Araştırılır ve çocuğun devlet parasıyla uçtuğu tespit edilir... Hemen fatura edilen tutar gerekli kişilerden tahsil edilir ve kamuoyu rahatlar...
Düşünüyorum da şimdi herhangi bir ünlü, sanatçı, politikacı işyerimize gelse ve hesap zamanında hangisinden para alırız... Emin olalım ki hepsini layıkından çok daha iyi ağırlar ve kuruş para almayız. Mağdur ve senin vereceğin şeylerle hayatını bir iki gün daha sürünmeden yaşayacak kişileri dükkandan içeri sokmayız. Hediyeleşmek zengin işidir derler ya ne kadar doğrudur. Zengin adama hediye ederiz, ama fakirin, yoksulun üzerine basar çiğner geçeriz...
Bize lazım olan tek şey bilinçtir.
Kesinlikle katılıyorum ve bu bilincin uyanması için “eğitim”...
Ve izninle şunu da buraya koymak istiyorum...
"Nitekim, yönetici nasılsa, uyrukları da çoğunlukla öyle olurlar." #50165806
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.