Elimde alınacak kitap listemle gezerken rafların arasında, bu kitabı görünce uzunca durakladım karşısında. Elif Şafak’ın son iki kitabını okuduktan sonra bir daha okumam muhtemel derken. Yanımdaki kitap dostumun ‘’İçinde kalmasın, vedalar iyidir! ‘’ cümlesiyle, koydum diğer kitapların arasına. Zira kitaplar alemine adım attığım dönemlerde ev sahipliği yapmıştır bana yazar tüm kitaplarıyla. Severdim psikolojik tasvirlerini, farklı uçlardaki hayatları buluştururken çizdiği renkleri. Ama Elif Şafak mı değiştirdi kalemini, ben mi kitap okudukça seviye atladım bilmiyorum, zira bu kitap benim kendisine veda kitabımdır. Bunu ayırt edebilmem için eski kitaplarını tekrar okumam gerek galiba; ancak hayat kısa, okunacak kitap çok:)
Farklı hayatları yine buluşturmaya çalışmış yazar kitabında. Uçları, tutunamayanları… Aslında yabancı değilim karakterlere. Kaç yıl acil nöbetlerinde şahit oldum ben de hayat kadınlarına, travestilere, töre kurbanlarına, ensest madurlarına. Bir adım ötesini resmetmiş yazar elbet. Hayallerini, pişmanlıklarını, isyanlarını. Ama gene de olmamış. Cümleler eksik kalmış. Altını çizdiğim, bana kalan cümleler o kadar azdı diyebilirim. Biraz zorlama devam etmiş sanki. Vermek istediği fikirlerin etrafında karakterlerin sohbetlerinin tekrarında kalmış. Ve neden bilmem, önceden farketmedim bu kadarını, artık kitaplarında ensest ilişkilerin analizinden ve cinsel tercihlerin sorgulanmasından çokça bahsediyor artık yazar. Ve karakterlerin cümlelerinde kendi itirafını, fikirlerini haykırıyor bence. Yani edebi kaygıdan ziyade, öncelikle kendisiyle yüzleşme ve zihniyet muhasebesi bence son kitapları. ( mesela; cdn.1000kitap.com/resimler/mesajl... )
Niyetim inceleme yazmak; fikirlerini, tercihlerini eleştirmek ya da edebiyatına puan vermek değil hoşgörünüze sığınarak. Paylaşmak istediğim başka şey. Hani her kitap illa ki birşeyler bırakır ya insanda. Bir duygu, empati, endişe, muhasebe, özlem, niyet?? İlla ki bir şey tattırır. İşte bu kitaptan bana miras ‘’ Kimsesizler Mezarlığı’’ dır . O yüzden erteledim bu kitaba birşeyler yazmayı. Gidip görmeden yazmak istemedim. Geçen hafta sonu, kitapta ilk defa varlığını öğrendiğim İstanbul Kilyos’takı Kimsesizler Mezarlığı’nı ziyarete gittim ben. Her bir âdem, binlerce alemken… Orada kimsesizler mezarlığı sakinlerine dualar gönderdim, anlık da olsa kimseleri olmak niyetiyle. Birbirine karışmış, metal levhalardaki rakamlardan ibaret kimsesizlerin hayatından haberdar etti beni Elif Şafak. Saçma beki ama yazarın selamını da ilettim mezarlık sakinlerine. İşte yazarın cümlelerinde bulduğum belki de buydu: Merhamet… Gönlüme dokunan, vicdanımı dürten. Sırf bu yüzden bile kendisine teşekkür ederim ben vedamı da yaparken:) Bir de en aşağılık bir konuyu bile tasvir ederken bence bir nezaket seviyesi var yazarın ki takdir edilesi.
cdn.1000kitap.com/resimler/mesajl...cdn.1000kitap.com/resimler/mesajl...
Nezaketle, merhametle… Keyifli, bereketli, kaliteli okumalar efenim..
Gerçekten, çıkarımınıza kitaba ve yazara yaklaşımınıza hayran kaldım ve üşenmeden o kimsesizler mezarlığına gitmeniz beni çok derinden etkiledi. Sizi taktir ediyorum...