Selamunaleykum Arkadaşlar, Yazarımızın yüreğine kalemine sağlık kitap harikaydı. Üslûbu olsun, anlatım şekli olsun; hikaye, kişiler, olay ve o dönem tamamen gözümün önünde canlandı. Yazar kitabı hikayeleştirerek olayları daha iyi anlamamızı sağlamaktadır. Nitekim öyle de oldu kendimi o dönemde o mübarek insanların arasında hissettim. Hayatını merak ettiğim hanım ehli beytten üçüncü kişidir. O Hz. Ebubekir’in biricik kızı, Peygamber efendimizin gözdesi, Müminlerin annesi…Hz. Aişe… Aslında ilk Hz. Hatice'nin hayatını okumak istedim. İlk onunla tanışmak istedim ama kime niyet kime kısmet :) İkinci kişi ise Peygamber efendimizin kızı Hz. Fatıma’ dır… Onu çok seviyorum ve hakkında pek bir şey bilmiyorum. Ama en kısa zamanda okuyacağım. Ve merakımı körükleyen bir yazı okudum. Peygamber efendimiz kızı odaya girdiğinde saygısından ayağa kalkıp karşılarmış. Düşünsenize o zaman ki insanları ve şimdikileri. Hatta şimdikileri bırakın o zaman kızlarını diri diri gömen babalar ile karşılaştırın ki böyle bir şey mümkün olamaz öyle at görüşlü insanlar ile Efendimiz ( sav) kıyas edilemez bile. Peki şimdiki, şu an içinde bulunduğumuz toplum… kim daha saygısız, sevgisiz bilemiyorum. Neyse yine dağıttım konuyu Hz. Aişe görse kıskanırdı herhalde. Evet bu cümleyi bilerek yazdım çünkü Hz. Aişe peygamberimizi çok kıskanırdı. Ben de Hz. Aişenin bu özelliğini bu kitap sayesinde öğrendim. Okurken tebessüm ettim. Bir yerde okumuştum: “Kıskançlık, Hz. Âişe’den mirastır bizlere…” Keşke ilmi, öğrenme hırsı miras kalsaydı bize... Hz. Aişe’nin hayatını okumak istememdeki asıl sebep ona atılan iftira ve ayet ile aklanması konusunda bilgi edinmek istememdi. İyiki okudum O’nun hakkında daha fazla bilgi edindim. Kitaba dönersek eğer (belki biraz spoiler içerir) Hz. Ebubekir’ den anlatmaya başladılar. Hz. Aişenin babasıdır ve Peygamber efendimizin en yakın dostuydu, hatta kardeş gibiler. Bu yüzden Hz. Ebubekir Peygamber Efendimiz’e sordu biz seninle kardeş gibiyiz. O halde kardeşinin evladına nikahın düşer mi? diye. Peygamber efendimiz de biz seninle aynı kandan kardeş değiliz, din kardeşiyiz diye cevap vermiş. Evet akıllarına bu soru takılacak kadar birbirlerine bağlılar. Kitapta kısaca Hz. Ebubekir den bahsederler. Hz. Aişe nin doğumu çocukluğu ve gençliğine geçer. Çok zeki bir kız imiş Hz. Aişe. Herkesi etkileyecek kadar. Babası onu eğitmiş ona her şeyi öğretmiş ve Peygamber efendimiz’ in yanında hazinesi genişledikçe genişlemiş ve bir alim kadar bilgiye sahip olmuş. O kadar ki ömrünün son zamanlarında birçok kişi ondan ders almış. Ki şöyle bir şeyden de bahsetmek isterim ki bu konuda daha önce bir fikrim yok idi, yazardan edindiğim bilgileri sunayım sizlere. Hz. Aişe’'nin küçük yaşta evlendiğini söylüyorlar ki öyle değil evet küçük imiş ama öyle 9-10 yaşlarında değildi. Hatta kitapta geçen o kısmı alıntı olarak paylaşacaktım ama yazarımızın da dediği gibi ‘tavla zarı kafalılar’ ın neler diyeceğini kestiremediğimden paylaşmadım ama buraya eklemek isterim bilgi paylaştıkça çoğalır demi :) “Bazı tavla zarı kafalı din düşmanları Nebiler Sultanının Hazret-i Âişe ile pek küçük yaşta evlendiğini öne sürerek yılan dillerini ileri geri oynatmaktadırlar. Halbuki evlenme çağı yaşla değil, vücutça kemâle erme ile başlar. Dinin, tıbbın reyi birdir. Bir kız hangi yaşta âdet gördü ise, o yaşta kemâle erdi demektir. Üstelik Hazret-i Âişe’nin doğup büyüdüğü iklim şartları bize de benzemez. O sıcak iklimde kızlar daha erken kemâle ermektedirler. Kitabımızın başında da işaret ettiğimiz gibi; Hazret-i Âişe( radiyallahü anhâ), 6 yaşında nişanlanıp 9 yaşında da evlenmiş değil. Bütün hesaplar onu gösteriyor ki, zifaf deminde yaşı 15, 16, 17 hatta 18 idi…” Yazarımız diyeceğini dedi biz tekrar kitaba dönelim. Onların nikâhı Hak katında kıyılmış ki bundan güzel ve özel bir şey daha olabilir mi? Hz. Âişe birçok dini konuda biz kadınlara öncü oldu. Onun sayesinde ibadetlerimizi nasıl yapacağımız belirtildi; Kur’an ve Hadislerle.... Bu kitabı okurken çok farklı duyguları bir arada yaşadım. İçinde yoğun duygular barındıran, bilgilendiren ve en önemlisi düşünmenizi , ders almanızı sağlayan bir eser… Benim okurken tattığım duyguları tatmanız dileğiyle… Allah’a emanet olun… Bir gün Hz. Âişe. Peygamberimiz (sav)’e sordu: “Ya Rasûlullah, bana olan sevgin nasıldır?” Peygamberimiz: “Kördüğüm gibidir.” diye cevap verdi. Hz Âişe yine sordu: “Kördüğüm nasıldır?” Peygamberimiz: “İlk günkü gibidir.” diye cevapladı.

Hz. Aişe ( Radıyallahu Anha )Mustafa Necati Bursalı · Çelik Yayınevi · 2003839 okunma

··

86 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.