Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

678 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Orijinal adı Anabasis olan Onbinlerin Dönüşü, antik çağlardan günümüze kadar ulaşabilmiş en önemli eserler arasındadır. Olayların, medeniyetin beşiği olarak nitelendirilen Anadolu ve Mezopotamya’da yaşanması, topraklarımızın antik tarihi hakkındaki önemli bilgileri edinmemizi sağlamaktadır. O çağlardaki yer isimleri, hangi bölgede kimlerin yaşadığı, bu yaşayanların kültürleri, coğrafi özelliklerin etkileri gibi konular, bu bilgilerden bazılarıdır. Genel itibariyle Onbinlerin Dönüşü, destandan ziyade bir geri dönüş yolculuğunun anlatılmasıdır. Dünya tarihinde Kunaksa Savaşı olarak anılan taht mücadelesini (hazırlık ve savaşın icrası şeklinde) kısa olarak izah eden Ksenophon, kitabın büyük bölümünü Hellenler’in geri dönüş yolculuğuna ayırmıştır. Bunun sebebine gelmeden önce bu savaşın içeriğine, sebep ve sonuçları ile, kısaca değinmekte fayda olacağını düşünüyorum: Pers Kralı Dara’nın ölümünden sonra yerine büyük oğlu Artakserkses tahta geçer geçmez, kışkırtma ve duyumlara uyarak, kardeşi Kyros’u, tahtta gözü var gerekçesi ile hapseder. Ancak annesinin buna çok üzülmesi üzerine hapisten çıkararak tekrar Batı Anadolu Satraplığı’na görevlendirir. Hapsedilmeyi gururuna yediremeyen Kyros, Sardeis’e (bugünkü Manisa-Salihli civarı) döner dönmez kardeşi Kral Artakserkses’i devirmek için ordu toplamaya başlar. Büyük çoğunluğunu Hellenler’in oluşturduğu orduyu kurar kurmaz sefere çıkar ve iki kardeşin orduları Kunaksa’da (bugünkü Irak sınırları içinde, Dicle nehri kıyısında) karşılaşarak savaşırlar. Çetin geçen çatışmalar sırasında Kyros öldürülür ve başsız kalan Onbinler ordusu kendi aralarından seçtikleri komutanların liderliğinde, geldikleri yoldan farklı bir rotayı takip ederek dönüş yoluna geçerler. Kitabın asıl ve detaylı içeriği, işte bu zorlu dönüşün hikayesidir. Ksenophon’un, kitabın büyük bir bölümüne bu geri dönüşün hikayesini yazmasının sebebine gelecek olursak; kendisinin bu dönüşe, önce Kyros’un ölümünden sonra komutan olarak seçilen Klearkhos’un danışmanı, onun da ölümünden sonra bizzat kendisinin “komutan” olarak öncülük etmesidir. Tanrılara ve Hellen geleneklerine olan bağlılığı, savaşçılıktan daha çok sahip olduğu bilgeliği, cesareti ve eşine az rastlanır ikna ve hitabet yeteneği bu zorlu ve ölümlü yolculuğa öncülük etmesi için tüm ordu tarafından oylanarak seçilmesini sağlamıştır. Açlıkla, hastalıklarla, entrikalarla, hainliklerle, yerine getirilmeyen sözlerle, geçtikleri topraklardaki yerli halkların haklı direnişlerine karşı girdikleri mücadeleleri; kendilerini öndersiz bırakmamak için yaptıkları oylamaları, başa geçenlerin uyguladığı demokratik yöntemleri, çarpışmalarda uyguladıkları savaş taktik ve düzenleri en ince ayrıntısına kadar kaleme alınmıştır. Birçok kişi ve yer isimlerinin geçmesi ve bazı kelimelerin Türkçe karşılığı olmadığı için (özellikle mesafe ve uygulanan taktiklerin isimleri) direkt orijinal haliyle yazılması okuma zorluğu yaşatsa da, anlatılanların sürükleyiciliği ve heyecanı kitaptan başımı kaldıramamama neden oldu. Büyük umut ve vaatlerle, yurtlarından binlerce kilometre uzaklıktaki Kunaksa’yq savaşmak için giden onbinlerin, Doğu Anadolu’yu takip ederek, en doğusundan itibaren tüm Karadeniz’i Trakya’ya kadar katedip, yarı kaçarak yarı savaşarak yaptıkları bu geri dönüşün, kimi zaman barışçıl yöntemlerle, kimi zaman ise zorbalıklarla dolu geçen hikayesini tüm edebiyat sevdalısı dostlarıma büyük bir hevesle öneriyorum.
Anabasis
AnabasisKsenophon · Kabalcı Yayınevi · 2014889 okunma
··
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.