Annesinin "Şair olmanı ne kadar isterdim!" sözü üzerine daha on iki yaşında şair olacağını bilen bir şair...
Benimsediği siyasi görüş, sivri dilli biri olması onun şairliğinin ne kadar üstün olduğunu değiştirmez. Eğer diğer türlü düşünülerek ön yargılı bakılırsa değerli bir çok şiirden mahrum kalınmış olacaktır.
Çile... Necip Fazıl hissettiği bütün duyguları kelimelere çok iyi aktaran bir şair. Nitekim eserinde topladığı bütün şiirlerinde bunu hissettirmeyi başarmış. Her bir kelime ilmek ilmek işlenmiş bence. Her bir başlık altında toplanan şiirler başlıkların hakkını vermiş. Hayatının şiirlerine sirayet etmesi de kendi gözünde şiirlerini daha anlamlı bir hale getirmiş. Ki bunu da şu şekilde dile getirmiş:
" Şiir bu mukaddes eşiğin süpürgesi; şair de boynundaki süpürücülük borciyle insanoğlunun en yüksek rütbelilerden birisi...
Ben, bu rütbelerin en yüksekliği içinde; O'nun ümmetlik liyakatinin en alçak ferdi olarak, o mukaddes eşiğin süpürücüsüyüm!"
Yine kitabın içerisinde yer alan bir şiiri onun şiirlerinin ölümsüzlüğünü her okuduğumda hatırlatıyor bana:
"Garip geldik gideriz, rafa koy evi barkı!
Tek, dudaktan dudağa geçsin ölümsüz şarkı..."
(1962)
Herkese iyi okumalar dilerim...