Kitabı bir klasik olduğu için okuduğumu itiraf ederek başlayayım. Ama okuduktan sonra ‘okumasaydım da olurmuş’ dediğim kitaplar arasına girdi. Kamelyalı Kadın, döneminin tanımlarıyla ‘asil bir genç’ ile ‘bir yosmanın’ arasındaki aşkı anlatıyor. İlk elli sayfa yazarın, olayların asıl anlatıcına ulaşmasını okuyoruz. Kitap -bence- en güzel açılış cümlelerinden birine sahip ama buna rağmen bu sayfalarda kendimi olay örgüsüne dahil edemedim. Asıl anlatıcı bu çalkantılı ve olaylı aşkı anlatmaya başlayınca kitap daha sürükleyici hale geldi. Dönemin kadına bakışı rezalet! Metresler, parayla yürütülen ilişkiler, kadının kadına bakışı, erkeğin kadını kullanışı gibi birçok sıkıntılı nokta var. Buna rağmen oğul Dumas, “Anne, kız kardeş, kız ya da eş olmayan kadını hor görmeyelim. Saygıyı aileye, hoşgörüyü bencilliğe indirgemeyelim.” diyerek kadının değerine dikkat çekiyor. Toplumun çarpık anlayışları üzerine böyle güzel çokça cümlesi var kitapta. Bu kitap bir aşk romanı olsa da ben geçen aşkı hissedemedim. Kadın ve erkek karakterlerin birbirlerine ilk olarak cinsel bir çekimle yaklaştıkları çok belli. Okurken ‘bu benim bildiğim, hissettiğim aşk değil’ hissini yaşayınca okuduklarım da beni pek etkilemedi. Kitapta kadın erkek ilişkisinin gelgitleri güzel yansıtılmıştı. Aslında başarılı bir roman bence. Karakterlerin işlenişi, sürükleyiciliği açısından. Ama bir kere aşk hissiyatını alamayınca keyifle okuyamadım. Okumamış olanlara ön yargı dağıtmak istemezdim ama üzgünüm. Bence daha güzel klasik aşk romanları var. 🥰 instagram.com/p/B2UPbfhpEJx/?...

Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201917,6bin okunma

·

9 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

nihal