Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

624 syf.
9/10 puan verdi
·
163 günde okudu
Tarihe Tanıklığım
Tarihe TanıklığımAliya İzzetbegoviç
9.1/10 · 501 okunma
·
1 görüntüleme
Gül okurunun profil resmi
Aylardır yakasından düşmediğim, geniş çaplı anlatımıyla kimi sayfalarda esneme krizine girdiğim Aliya Bey’in “Tarihe Tanıklığım” adlı kitabı an itibarıyla bitiverdi. “bitivermek” fiilinin çabukluğuyla bitmedi elbette. Sevgili fakülte hocamın tavsiyesi üzerine Aliya Bey’in ilk olarak bu eserinden başlamayı tercih ettim. İyi ki de hocamı dinlemişim. Zirâ eser sayesinde hem Aliya Bey’in kişisel yaşamı hem de uğruna yıllarını verdiği Bosna mücadelesiyle beraber Bosna’nın tarihi hakkında temel birtakım bilgiler edinmiş oldum. Lâkin Aliya Bey’in anlaşılması zor bir karakter olduğu da gözümden kaçmadı. Hukuk ve siyaset adamı olması hasebiyle kullanmış olduğu üslup ağır ve elbette bol miktarda teknik bilgi içeren cinsten. Esneme krizine tam da bu teknik içerikli bölümlerde yakalandım. Diğer bölümleri ise zevkle okudum, anlayabildiğim kadarını anladım ve belleğime yerleştirdim. Biliyorum ki kısa süreli belleğimin raflarında kendine yer buldu okuduklarım. İlerleyen süreçte Bosna ve Aliya İzzetbegoviç üzerinden okumalarıma devam edersem eminim ki uzun süreli belleğim “Bosna” ve “Aliya” diye mırıldanacak. Aliya Bey, kitabın ilk bölümlerinde hem Bosna’nın hem de zatının tarihinden kısaca bahsetti. Ama odaklandığı nokta Bosna-Hersek’in maruz kaldığı savaştı. 3 yıl boyunca devam eden savaş sonunda; ülke topraklarının %70’i işgal edilmiş, 200.000’den fazla kişi öldürülmüş, nüfusun 1.000.000’dan fazlası evlerini terk etmeye zorlanmıştır (#45790249) . Üstelik bu rakamlar yaşananların hafifletilmiş hâli. Kitabı okumaya devam ederken aklımda en çok yer edinen ve nefretimi kazanan tek bir isim oldu: Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudman. Hatırladığım kadarıyla Müslüman halkın benliğini ortadan kaldırmak niyetindeydi bu şahıs. Hırvat kimliğine bürünsünler istiyordu ve bunun teklifini Aliya Bey’e de yapmıştı bir akşam yemeğinde. Aliya Bey’in bu adama nasıl katlanabildiğine şaşıyorum doğrusu. Açıkça söylemek gerekirse dik kafalının önde gideni ve insanlara kendince akıl veren bir lider. Kısmen de olsa Aliya Bey’in ideolojisi hakkında kafamda birtakım düşünceler şekillenmiş oldu bu kitapla birlikte. Fakat onun fikriyatının özüne (öze ulaşmak nasip olursa şayet) diğer eserleriyle ulaşacağımı zannediyorum. 2003 yılında vefat ettiğinde henüz 5 yaşında bir çocukmuşum. Yaşananlardan habersiz, kendi halinde bir çocuk… O zamanlar savaşın acısını ve bu liderin özgürlük için giriştiği mücadeleyi havsalamın alacağı bir dil ile anlatsalar bana, eminim ki her çocuk gibi benim de kalbim sızlardı. Bize anlatan olmadı. “Çocuktur, anlamaz.” diyerek ötelediler belki de. Yâhut bırakın çocuklara anlatmayı kendileri bile anlatılanları dinlemediler. Sanırım insanlık tarihi boyunca çoğu kimse çoğu kimsenin umurunda olmamış, olmuyor ve olmayacak. Benim umurumda olsun istiyorum ve olursa şayet bundan sonraki neslimin de… Son sözüm de şu olsun Aliya Bey’e: Yâhu ben okurken yoruldum da, sen yaşarken yorulmadın mı be mübarek adam?.. (رحمه الله) (Dipnot: Bu esere inceleme yazma girişiminde bulunmak isterdim lâkin şimdilik bu işin üstesinden gelemeyeceğim. Rabbim nasip ederse belki bir gün…) (Dipnot 2: Kitap 580. sayfada bitiyor. Geri kalan sayfalar; dizin, bir harita ve Aliya İzzetbegoviç'in yer aldığı birtakım fotoğraf karelerini içeriyor.)
Ayşe Ay okurunun profil resmi
Rica ederim, mutlaka okuyun.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.