Mevsimlerin değişmez dönüşümü, dönen dünyanın çarkı, güneş tarafından birbiri arkasınca aydınlatılan toprağın dört ayrı yüzü, kaçan ve bizim de kendisiyle birlikte kaçtığımız hayat, göğsümü yine heyecanla doldurdu. Turnaların sesiyle içimde bu hayatın her insan için bir tanecik olduğu, başkasının var olmadığı, neyin tadını çıkarabileceksen burada çıkaracağın, bunun çabucak gelip geçtiği ve ölümsüzlük içinde insana bir fırsatın daha verilmeyeceği yolundaki korkunç önsezi yeniden yankılandı içimde. Bu amansız, amansız olduğu kadar da şefkat dolu uyarıyı duyan insan yüreği, zayıflıkları, anlamsızlıkları yenmek, tembelliğin ve yararsız büyük umutların üstesinden gelmek ve sonsuza kaçan her saniyeyi yakalamak kararı alır. İnsanın kafasında büyük örnekler canlanır; hiç olduğunu, hayatının küçük sevinçler,
büyük değersiz konuşmalar içinde geçtiğini açıkça görür.