Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Yarının Tarihi
Kitabı Türkçeye tercüme eden Ahmet Cemal önsözde belirtmese Zweig'in böyle bir kitap yazdığını düşünürdük. Ama öyle değil. Kitabın adını Ahmet Cemal, Zweig'in deneme yazılarının konularından esinlenerek bu şekilde koymuş. Peki Zweig'in, 'Yarının Tarihi'nde neler var: Tarihsel Gelişimi İçinde Avrupa Düşüncesi - Yarının Tarihçiliği - Balzac Üzerine Notlar - Marcel Proust'un Trajik Yaşamı - Dünyaya Açılan Kapı Olarak Kitap - Paul Verlaine'nin Yaşamı - Arthur Rimbaud - Mektup Sanatı - Din ve Toplum açısından Bir Düşünür Olarak Tolstoy - Seine Kıyılarınaki Balıkçılar. Kısaca deneme türündeki eserleri toplanmış. >> Tarihsel Gelişimi İçinde Avrupa Düşüncesi adlı kısımda, Avrupa'yı ayakta tutan Latincenin gücü olduğunu belirtiyor. Avrupa halklarının kendi dillerini daha yeni yeşertmeye başlamasına karşılık, Latincenin ortak payda olması sayesinde toplumlar birbirleriyle konuşmaya, mektuplaşmaya ve birbirlerini anlamaya (S.25) daha kolay sağlayabilirler diyor. Ulusçuluk ve ulus üstü yapılar arasındaki mücadele, 'Avrupa Birleşik Devletleri' adıyla 'bir üst kimlik oluşturması' gerekir diyen Zweig'in düşüncelerini okuyoruz. >> Yarının Tarihçiliği adlı kısmında ise ahlak kavramı üzerine düşüncelerini paylaşıyor. Avrupa'da yaşarken insanların ya da devletlerin birbirlerini anlama konusunda bir adım atmak yerine, çatışma, ayrılık ve savaşların çıktığını belirtiyor. Savaşların uzatıldıkça uzatılması insanlar arasındaki ufak bir bağı da kopardığını söylüyor. Ahlaksızlığın yerine ahlakın egemen olması için savaştan kalan genç nüfusun iyi bir şekilde eğitilmesi ama bunu yaparken de tarih bilincini dışlayıcı ve ben merkezci olmadan yapılmalı ki, savaşlar değil barış kazansın diyor. Zweig, kendi çocukluğuna bir an da gidiyor. Herkes kendi tarihini yüceltip diğerlerini dışlayıp, yok sayarsa ortak bir tarih anlayışı nasıl gerçekleşebilir diyerek, ortaya konuşuyor. Bu düşüncelerini 1939 yılında savaş ortamında belirtiyor. Zweig okullarda bu yeni anlayışa göre tarih dersleri verilmesini istiyor. Savaşların yüceltilmesi yerine savaşlardan nefret edilmesi gerektiğini söylüyor. >> Balzac Üzerine Notlar kısmında ise Balzac'ın külliyatının Almancaya çevrilmesi ve bunun 10 cilt olarak öngörülmesi üzerine düşüncelerini açıklıyor. Zweig, Balzac'ı yine kendine has üslubuyla okurlara anlatıyor. Böyle bir değerin tepeden inme bir şekilde olmadığından bahsediyor. Kısa bir anlatım var. Daha geniş anlatım için Balzac kitabına #51947146 bakılabilir. >> Marcel Proust'un Trajik Yaşamı kısmında ise bir trajediye odaklanır. Zengin ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmek ona ekstra bir avantaj sağlamaz. Çocukken hastadır, o hastalık hayatının her anında onunla beraber olur. 'Kayıp Zamanın İzinde' adlı kapsamlı romanını yazmayı sürdürür (S.83). Taslaklar halinde yazmış, ufak kağıtlara yazmış kısaca sürekli bir şeyler yazan bir kişiden bahsediyor. >> Dünyaya Açılan Kapı Olarak Kitap kısmında ise, bir gemi seyahati sırasında görevli İtalyanla arasında geçen konuşmayı anlatır. Daha doğrusu gözlemlerini yazar. Avrupa'da o kadar dolaştığı halde ilk defa okuma - yazma bilmeyen biriyle karşılaşmasını anlatır. Gazete alıp okuyamaz, kitap alıp okuyamaz. Bu durumu anlamdırmaya çalışır. Kitapsız bir hayatı düşünmeye çalışır ama başaramaz. >> Paul Verlaine'nin Yaşamı adlı kısımda ise belli bir dönemdeki savruluşlarını bize anlatır. Hayatının dönüm noktası olan ve trajik sona giden yolda içki ve Arthur Rimbaud'u anlatır. >> Arthur Rimbaud - Mektup Sanatı adlı kısımda ise Fransız yazarın sıradışı yaşamını ve genç yaşta ölümü üzerine Zweig'in 1921 yılına Rimbaud hakkında yazılmış bir kitaba yazdığı önsözü içerir. >> Din ve Toplum açısından Bir Düşünür Olarak Tolstoy adlı kısımda ise Rusya'nın en önemli yazarlarından biri olan Turgenyev'in ölüm döşeğindeyken 'Tolstoy'a hitaben yazdığı mektuba değinerek, Tolstoy'un edebiyata ara verip dini kitaplar okumasını eleştirip, edebiyata geri dönmesini ister. İçerde ve dışarda yaşadığı çeşitli ruhsal sıkıntılarını çözmek için felsefeye merak salar ama derman bulamaz. Sonra dine sarılır ve kendini dinin içinde bulmaya çalışır. Fakirliğin kaynağının mülkiyet sorunu olduğunu söyleyerek Marks'tan daha kararlı bir şekilde bu sorunu dillendirdiğini ifade ediyor Zweig. Zweig'in kendine has üslubuyla yazdığı denemeler, yoğun bilgi ve emek istiyor. Bunu da başarıyor. Özellikle Tolstoy, Balzac ve Proust'un trajik yaşamını anlattığı kısımlar Zweigvari bir anlatımla okuyucuyla buluşuyor. Tavsiye ederim. Zweig bu sefer hikaye, roman, biyografi değil, çeşitli konulardaki düşüncelerini bizlere edebi bir şekilde aktarıyor. Konuya ilgi duyanlara hitap ediyor. Bu kitabı 15 - 19 Temmuz 2019 tarihleri arası okuyup, inceleme yazısı ise 21 Eylül 2019 tarihinde 1000Kitap sitesine eklenmiştir. 
Yarının Tarihi
Yarının TarihiStefan Zweig · Can Yayınları · 1991535 okunma
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.