Gönderi

Dolunayın Türküsü
Yaşım yirmi altı. Sana kırk senedir aşığım. Hayat kadar berrak, ölüm kadar karmaşığım. Yüreğim kirli bir gökyüzü, sense dolunay... Ruhunu esir alan sarmaşığım! Titreşirken kalplerimiz Ankara soğuğunda nice umut yeşerir gecenin soluğunda. Biz o bankta oturmuşuz Kalubela'dan beri. Kaç bahar görmüşüz kim bilir kaç zemheri... İlk kez ayın halesine sırnaşığım; yaşım yirmi altı. Sana kırk senedir aşığım. Şimdi başka gökyüzü. Yüz, göğü gözlüyor; gök, yüzü... Hazırlan Mahbube; çünkü hazır yeryüzü! Şu yollar, şu kaldırım, şu kedi... Kuşlar bile "hazırız" dedi. Bu saatler artık tehlikesiz, Mahbube uyan! Varsın olmasın cihanda sesimizi duyan. Dinleseler sükûnetin vaveylasını her mecnun bulur elbet Leylasını. Şimdi tumturaklı hayaller peşimize takılır. Bu dolunay hatrına bin yıldız yakılır! Bıkmadan, usanmadan bakılır da bakılır... Şimdi başka gökyüzü. Yüz, göğü gözlüyor; gök, yüzü... Hazırlan Mahbube; çünkü hazır yeryüzü! Elveda ey benim yüce yalnızlığım! Her bakışta ışık ışık eriyen kederim. Elveda ey sonsuz boşluk, elveda! Artık yerim bellidir benim... Ey uluyan kurtların yoldaşı bedir! Bin yıllık yurtların sırdaşı bedir! Bil ki bu aşk bir hicrete gebedir... Elveda ey benim rengârenk karanlığım! Her nefeste dalga dalga çürüyen viranlığım. Bilir misiniz vuslat, deniz ile göğündür... Yârin gülümsemesi sanki bize düğündür. Ah o mahfuz saçların, ah o deniz gözlerin... Biri sonsuz uzundur, biri sonsuz derin! Gör ve işit Mahbube, işte senin eserin: Çarpıldı aşk denen güce, yalnızlığım. Elveda ey benim yüce yalnızlığım
Bleda Yaman
Bleda Yaman
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.