Evet, bir gün "yuvasına dönen bir kuş gibi, saçları dağınık, alabildiğine umutsuz" bir günde, ansızın kendini Üsküdar meydanında, işte böyle bir akşamüstü buluverince duyduğu sesi, o çağrıyı hatırladı."Hayyaalelfelâaaah..."
Sonra sorduğunu, ve "haydi kurtuluşa" manasına geldiğini. Engin'in nişanlandığını o gün duymuştu. Kurtuluş...
Belki Engin nişanlanmasaydı, belki bu nişanlandığı haberi akasyaların salkım saçak açtığı bir bahar günü kendisine yetişmeseydi, şimdi ağlamamış ve anasından Kur'ân okumasını istememiş olacaktı.