Balzac'ı Yedirmeyiz!Edebiyat'ın Tanrısı'nı diliyle perişan etmiş Cemil Meriç. Okurken Balzac mı okudum, Şemsettin Sami bana bir Balzac romanı mı anlattı anlayamadım. Çok heveslenmiştim bu kitabı okumak için. Bence İletişim yayınlarının yerli ve eski kitaplara hainliği bu kitaplar, Cemil Meriç kitapları dahil. Cemil Meriç'in Balzac hayranlığından Fransızca öğrendiğini öğrendiğimden beri de çok saygı duyuyorum ama çevirmenlik her döneme hitap etmeyebiliyor, değil mi?
İletişim'e bunu yazdığımda bana Cemil Meriç'in kendisini okuyanlardan araştırmalarını isterdi diye salakça bir cevap aldım ama kitap adamın günlüğü ve adam içine İngilizce Fransızca, İtalyanca karmakarışık şeyler yazmış, hiç düzeltmeden yalnız para kaygısıyla bu vurdumduymazlık yapılmamalıydı.
Aslında yorum kısmına yazacaktım bunu, inceleme değil yaptığım, kitabın perişanlığını anlayıp iyi yayınevidir diye bu kitabın iletişimden alınmaması gerektiğini anlatmak. Tabi ben anlarım eski Türkçem iyidir derseniz ne ala.
Bir iki örnek vereyim;
"... garip şekiller çizerek geçtiği Observatoire (observatuvar(açıklaması bu)) siyah ve çıplak bir hayalet halindedir. İnvalidelerin (envalid (açıklama bu)) zarif feneri alevler saçar. Oradan kalınca, bu arşitektüral çizgiler yapraklarla kucak kucağadır. "
Bazı kelimelerin açıklamasını yapıyor sağolsun, hele bazıları yok sayılmış;
Suziş, gufran, takayyüt, teşci etmek, satıh, kam, tebah olmak ve yüzlercesi... Çoğu zaman bir sayfada 5 - 6 eski kelime var ve okumayı öylesine bölüyor ki 3 günde okudum incecik kitabı.
Hele kelime cümle açıklaması yaptığı yerler daha fena;
"Ekorşe'yi tanımlıyor altta: Şemseddin Sami ekorşeyi resmi musahhaç olarak karşılıyor. Musahhaç demektense ekorşe demeyi tercih ederiz."
Çok sağolun ya, müteşekkiriz gerçekten.
Balzac'ı yemeye çalışmışsınız ama yedirmem, başka yayınevinden tekrar okuyacağım.