"Neslinin en yetenekli yazarı."
Yukarıdaki sözlerin sahibi Stefan Zweig.
Kitaba başlamadan önce abartılı bir söz olduğunu düşünüyordum. Bir süre okurken de öyle hissettim. Özellikle dipnotlar biraz canımı sıkmıştı. Taa ki "İnsanlığın ideallerini ararken" başlığına gelene kadar. Kitap bu bölümden itibaren adeta gaza basıyor ve gitgide hızlanıyor.
Nazi Almanya'sında vicdanlı ve adaletli bir öğretmen olduğunuzu düşünün. Mesleğinizin son bulmasına ve ülkeyi terk etmenize sebep olacak bir durumla karşılaştınız. Ne yapardınız?
Göndermeleri, akıcılığı, olay kurgusu ve vicdana dönük sorularıyla etkilenerek okuyacağınız bir kitap. Hafiften de gerilimin artığını hissedeceksiniz. Lütfen dipnotlardan sıkılmadan okumaya devam edin. Ve kaçınılmaz sonla karşılaşın.
Çeviri için Oktay Değirmenci'ye ve Jaguar yayınevine ayrı ayrı teşekkür ederim.
İncelememi kitabımızda geçen ve hoşuma giden Kant'ın sözleriyle bitirmek istiyorum. Dipnotta yazılana göre Kant'ın mezar taşında bu ifade geçiyormuş; "Üzerinde düşündükçe iki şey, insan ruhunu hep yeni ve gittikçe artan bir hayranlık ve saygıyla dolduruyor : Üstümdeki yıldızlı gök ve içimdeki ahlâk yasası."