Bir insan hayatı başka hayatlara karışınca , o hayatları nasıl etkiler? Her iyiliğin karşılığı var mıdır ? Aşık bir insan, kalbinde aynı zamanda ne kadar nefret barındırabilir ? Okurken bir yandan hak verdiğiniz bir yandan da bu kadarı fazla dedirten , tıpkı kitaptaki karakterler gibi aynı duyguları aynı anda hissedeceğiniz bir roman. Emily Bronte’nin kitabı yazdıktan 1 sene sonra veremden ölmüş olması bu neden ile de onun kaleminden dökülecek başka yazıları okuyamayacak olmamız çok büyük kayıp.Kitap ne kadar yayınladığı ilk zamanlarda olumsuz eleştirilere maruz kalsada sonrasında yazılmış en iyi roman olarak nitelendirilerek hakettiği değeri görmüş . Kitabı çok uzun süre okumak için beklemiştim , okumaya başladığım andan itibaren gerek akıcı ve sade yazım tarzı ,gerekse baştan sona her satırda sizi o dönemlere götürüp , her karakteri içinizden biriymiş gibi görmenizi sağlaması ve tabiki konusu ile iyiliği , kötülüğü ne kadar içimizde yaşadığımızı göstermesiyle beklentilerimi tamamen karşıladığını düşünüyorum . Spoiler içerebilir Kitap 19 y.y zamanlarında Trushcross Grange kiracı olarak gelen Lockwood karekterinin uzun yıllar Uğultulu tepelerin hizmetçisi olan Nellyden bu iki ev arasında saklı olan tüm hikayeyi dinlemesi ile başlıyor . Uğultulu tepelerde yaşayan Earnshaw Liverpool dan dönerken kimsesiz bir çocuğu (Heatcliff)sahiplenerek eve getirir. Kendi kızı(Catherine) ve oğlu (Hindley)ile birlikte yetiştirmeye başladığı bu çocuk Catherine ile ne kadar iyi anlaşır ise Hindley tarafından da bir o kadar dışlanır ve ezilir. Zamanla Catherine ve Heatcliff arasında ki bağ gittikçe kuvvetlenir ve aşka dönüşür . Ancak Catherine kendince nedenlerden dolayı Heatcliff ile bir sonu olmayacağını ve ailesi tarafından bu aşkın yaşanmasına izin verilmeyip Heatcliff’in zarar göreceğini düşünüp Edgar Lintom isimli Thruscross Grande yaşayan karakterimiz ile evlenmesinin daha doğru olacağını karar verir. Hem hizmetçileri olan hemde onları büyüten Ellen ile bunu konuşurken bunu duyan Heatcliff evden kaçar . 3 yıl sonunda içindeki intikam ve nefret duygusu ile geri dönen Heatcliff , aşkı hesaba katmamıştır. Dönüşü sorasında Catherine ile olan aşkı mı , yıllarca büyüttüğü intikam duygusumu bu savaşı kazanacak hepimiz bu kitapta buna tanık oluyoruz . Kitap bittiğinde bizlere , toplum baskısını , iyilik ve kötülük ayrımını , bir insanın sadece sevmek değil de güzel sevmenin ne kadar önemli olduğunu , bazı şeylerin zaman geçmeden söylemenin-yaşamanın değerini anlıyorsunuz . Benim gibi kitabı uzun zaman okumak için bekleyip sonunda keşke bitmeseydi diyecekler için , kitabın 2011 yapımı olan bir filme uyarlaması mevcut. Aynı tadı vermesede , izlemenizi tavsiye ederim .

Uğultulu TepelerEmily Brontë · Antik Kitap · 201442,8bin okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Buse Özkan